1
  • BIST 9693.46
  • Altın 2496.161
  • Dolar 32.4971
  • Euro 34.5977
  • Antalya 17 °C

AMBARGO

Teslime Tosun


KÖŞEBAŞI 

 

 

AMBARGO

Haydi gelin bu gün size bizim camiada tartışılan konuyu yazalım. Dün Antalya Valimiz Sayın Ersin Yazıcı beyin bir basın toplantısı gerçekleştirildi. Bu toplantıya bazı gazeteciler çağrılırken, bazıları çağrılmadı. Çağrılmayan gazeteci meslektaşlarımdan birisi de benim. 

Tabi doğal olarak ben de dahil bir çok meslektaşımız sosyal medyadan bu olaya tepki gösterdik. Diğerlerini bilemem ama ben Diyarbakır'a tayin olan değerli Vali Münir Karaloğlu'nun yasaklı listesinde olan bir gazeteciydim. Aleyhine gelebilecek, yapılan bir eleştiriyi o dönemde başında olduğum gazetede yer verdiğim gerekçesiyle bana ambargo uygulandı. 
Canı sağolsun, "Her gecenin bir gündüzü vardır" diyerek ben yoluma devam ettim.  Benim ne gördüğüm ilk valiydi, ne de son olacaktı. Neyse sonunda tayin oldu gitti ve yeni valimiz geldi. 

Daha önce valilik tarafından ambargo uygulanırken personel beni ve o dönemde temsil ettiğim gazeteyi basın toplantılarına çağırmamak için şöyle bir argüman geliştirmişler. "Basın ilan kurumundan para alan gazeteler"  Bunu duyduğumda haydaaaa, "Kim verdi size bu akılı demiştim" Vali bey sanki basın toplantısına gelen gazetecilere valilik kasasından para mı dağıtıyor da basın-ilan kurumu listesini dikkate alıyor. 

Arkadaşlar camia dışından olanlar için açıklama yapayım. (Bu açıklamayı özellikle Sayın Valimizin Basın bürosunda görevli arkadaşlar iyi okursa çok aydınlatıcı olacaktır) 

 Gazetelerin en önemli gelir kaynaklarından birisi devlet ihale-icra-mahkeme ilanlarıdır. Devlet haksızlık olmasın ve bu ilanlar tek elden dağıtılsın diye Basın-İlan kurumu diye özel yönetmelikle  bu günkü tanımı ile  bir reklam ajansı kuruyor. Hani reklam ajansları aldıkları ilanları gazetelere dağıtırlar ya, bu da aynı o şekilde. Devletin resmi ilanlarını dağıtmak için özel yönetmelikle kurulan reklam ajansı. Ama bu reklam ajansı olan basın-ilan kurumu kendisine göre kriterleri var. Mesela ilan vereceği gazeteyi seçerken en az 3 yıldır kesintisiz yayınlanıyor olması gerekiyor, bünyesinde 5 gazeteci çalışacak filan gibi. Devletten gelen ilanları gazeteleri dağıtıyor, gelen ilan paralarından yüzde 15-20 gibi bir komisyon alıyor. Aldığı bu komisyonla personel parası, kira ve bazende gazetecilere düşük faizli ve faizsiz (eğer yükselmediyse) 3 bin liraya kadar da borç para veriyor. Basın ilan kurumunun görevinin türçe açıklaması budur. 

Gazetecilerin mesleki faaliyetleri, basın kartlarının akreditesi, bir gazetecinin gazeteci olup olmadığına ise Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı karar veriyor. Bir bakan Antalya'ya geleceği zaman proğramını takip etmek isteyen gazetecilerin akteditasyonunu bile Cumhurbaşkanlığı  İletişim Başkanlığı Antalya Müdürlüğü karar veriyor. Bakanların,Cumhurbaşkanını proğramını tüm gazetecilere geçen yine İletişim Müdürlüğü geçiyor. 
Bu kurumun başında ise Esen Diler hanımefendi vardır. 


Dün Valilik Basın merkezini aradım ve yaptığım kısa görüşmeye göre 

Dün gerçekleşen toplantıya Basın İlan kurumuna akredite gazetelerinin sahiplerini ve çalışanlarını çağırmışlar. Sanki sayın valimiz orada ilan dağıtacak, gazetecilerin ceplerine ilan parası girecek. 

Neden Basın-İlan Kurumundan para alan gazeteler ve gazeteciler çağrılır da Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Antalya İm Müdürüne bilgi verilmez? Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Antalya İl Müdürlüğü neden lağvediliyor?  dedim ama "Biz böyle yaptık"dan başka bir anlama gelecek bir cümle çıkmadı genç memurun ağzından. 


Başka? 
Mensubu olmaktan onur duyduğum Antalya Gazeteciler Cemiyeti Sayın Başkanımız Mevlüt Yeni'nin verdiği listedeki gazeteciler ve internet haber sitesi sahipleri, çalışanları. 

Haydaaa

Valilik Basındaki arkadaşa diyorum ki, "İyi de bu kentte üç tane ayrı basın kuruluşu var. Antalya Gazeteciler Cemiyeti, Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Antalya Basın Cemiyeti.  Siz sadece birisini kendinize muhatap alırsanız gazeteci camiasının üçte ikisini yok saymış olursunuz. Daha önce ambargo uygulanan gazetecilerden birisiydim. Devam ediyor mu o liste" dedim. Görevli "Hayır, hayır Sayın valimizin böyle bir talimatı yok.  AGC'den aldığımız listeye göre çağırdık" dedi. 

İşte bu güzel. 


Ali Buldu kardeşim toplantıya gidenlere kendi ismi üzerinden tepki gösterenlere yönelik olarak "Basın toplantısına neden çağrılmadığının hesabını toplantıya katılanlardan görmeye kalkan bazılarına şunu söylemek isterim "yiyorsa bunu ev sahibi Ersin Yazıcıya kendiniz sorun. Hem çok ağlamayın çok şey kaybetmediniz. Toplantıda havanda su dövüldü" diye yazdı. 

AGC Başkanımız Mevlüt Yeni  sosyal Medya'da Ali Buldu'nun paylaşımının altında  cevap yetiştirirken "Ali toplantının ev sahibi sen değilsin ki, sana niye soruyorlar? Ayrıca havanda su dövme meselesi biraz ağır olmuş. Bu valimiz ile tanışma amaçlı bir toplantıydı. Ne bekliyorduk ki? Davetin biraz kısıtlı sayıda olduğunu biliyorum" dedi. 

Sayın Başkanım Mevlüt Yeni hem listeyi vereceksin, hem birde "Ev sahibi biz değiliz, valiye sorun" diyeceksiniz öyle mi? Siz yine bu işin içinden "Bizim internet sitemizde liste var orda yayınlanıyor. Valilik ordan almıştır" diye bu işin içinden çıkar, üstüne birde bizi suçlarsınız. 

Sizin hazırladığınız ve tüm kurum ve kuruluşlara gönderdiğiniz  internet haber listenizde benim gibi muhalif bir tane ismin internet haber sitesinin adına iletişim numaralarına yer verilmez. Elinizden gelse beni bir kaşık suda boğacaksınız. Beni neredeyse 25 yıla yakın üyesi olmaktan onur duyduğum cemiyetten atabilmek için önce disipline sevk ettiniz, bu yolla başaramayınca, ardından hiç kimseden almadığınız "Aidat parası" bir şey çıkartıp benden 600-700 lira gibi bir para aldınız. Sorduğum hiç bir üye arkadaşımdan almadığınız bu parayı benden alma amacınız, ben celallenip "Hiç kimseden almadığınız aidat parasını neden ben ödeyeceğim" diyerek ödemeyeceğimi ve bu yasal yolla beni cemiyetten atmaktı amacınız. 


Bundan bir kaç yıl önce benim meslektaşım (İsteyene özelden ismini verebilirim) işsiz kalıp çocuklarına bakabilmek için Döşemealtı Cuma Pazarında bulunan umumi tuvalet kapısında beklerken siz Rasim Gündüz ve Sibel Atasoy imzasıyla Kamer Durdu isimli eski meslektaşımıza 50 yaş üstü atletizm yarışmasına katılacak diye 3 bin lira "Vitamin parası" ödediniz. 


O ödemeyi yaptığınız günü çok iyi hatırlayınız lütfen. Ali Tongülüs sizin karşınızda aday olmuş ve Kamer Durdu, Ali Töngülüs ağabeyin listesinde yer almıştı. Ali Tongülüs ağabey seçimi kaybetmiş, aradan bir hafta 10 gün gibi bir süre geçtikten sonra o ödemeyi Kamer Durdu'ya öyle yaptınız.  Benim bu söylediklerimin tamamı belgelere dayalıdır arkadaşlar. Merak eden varsa, açsınlar cemiyet yönetiminin o dönemde yaptığı ödemeler bölümüne, banka hesaplarına. 
 

Burada yeniden yazıyorum eleştirdiğim kişi şahsınızdır. Şahsınızın bana ve meslektaşlarımıza uyguladığı antidemokratik davranışlarınızdır. 
Asla ve asla üyesi olmaktan onur duyduğum Antalya Gazeteciler Cemiyeti değildir.

(Hani tüzük gereği cemiyetimizi küçük düşürdüğümü filan iddia ederseniz, yazmadığım, içimde sakladığım onca şeyi sırası geldiğinde buraya taşıyacağımdan da hiç kimsenin şüphesi olmasın) 

 

 

NOT: Sayın Başkanım Mevlüt Yeni, benim haber siteme kimlerin üye olduğunu merak ediyormuşsunuz. Orayı, burayı arayıp soruyormuşsunuz. Bana sorun, ben size söylerim. Ekmeğimle oynamaya kalkma lütfen

 

 

 

Bu yazı toplam 2906 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2018 Antalya Haberal | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.