KAHRAMANA YAPILANA BAK

Dün bir kahramanla tanışma şerefine eriştim. 

Can Azerbaycan uyruklu Genel Cerrahi Uzmanı Amil Hüseynov. Akdeniz Üniversitesi, cerrahi bölümde  uzmanlık eğitimi alıyordu. Yüz üzerinden yüz puanla genel cerrahi uzmanı oldu. 
Bu ismi gazeteler ve sosyal medyadan hatırlarsınız. Ermenistan ile savaş sırasında yıllık iznini alıp, cepheye koşan doktor. 42 gün boyunca cephede gönüllü olarak doktorluk yaptı.  

ÖNCE PLAKET VERDİLER, SONRA KAPININ ÖNÜNE KOYDULAR 

Geri döndüğünde önce onu Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan karşıladı. 'Kahraman Doktor' olarak plaketle onurlandırıldı. Ardından toplanan  cerrahi akademik kurulu yüz üzerinden yüz puan ile mezun olan kahraman doktoru 'İhtiyacımız yok' denilerek kapının önüne koydular. 

Meslek büyüğümüz Erdal Orhan'la bir yerden dönerken çay içmek için uğramışlardı yanıma. Dal gibi bir delikanlı. Sessiz. Size bir şey anlatırken bile mahçup bir şekilde anlatmaya çalışıyor. İşsiz kaldığını anlatmakta zorlanıyor, kelimeler boğazına takılıyor. 

Cerrahi bölümünde uzmanlığını yaparken, aslında üniversitenin imkanları ile gitmesi gerekirken, yine kendi imkanları ile  yıllık iznini alarak Amerika Birleşik Devletlerine robotik cerrahi üzerinde eğitim almış birisi.  Ve bu konuda müthiş yeteneği nedeniyle ABD'den kalması yönünde teklif edilmesine rağmen,  aidiyet duygusu ve 'yuvası' olarak gördüğü Akdeniz Üniversitesine geri dönmüş. 

ÖZEL HASTANEYE GİTSE, SERVET KAZANIR

Elbette hangi özel hastaneye gitse, en fazla bir kaç ay içinde müthiş yüklü miktarlarda paralar kazanabilecek kapasitede birisi. Türk soyu olarak ülkesinden gelip, gözünü açtığı Akdeniz Üniversitesinde mesleğini sürdürmek ve akademik olarak ilerlemek istiyor. 

Daha dün, Bursa'da gördüğü akademik mobbing yüzünden intihar ettiği ileri sürülen doktor Mustafa Yalçın için üzülenler, gencecik bir genel cerrahi uzmanını, üstelik ABD'de robotik cerrahi eğitimi almış kahraman bir doktora bu yaptığınız reva mıdır? 

Saygıdeğer Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan hanımefendi,  ellerinizle plaket verdiğiniz kahraman doktora lütfen sahip çıkınız.  Elbette geri dönerse akademik kurul sopasını elinde bulunduranlar mecazen onu çok hırpalayacaklar ama yine de genç bir doktorun elinden tutmuş olursunuz. Ona yol açmış olursunuz. Yıllar sonraki hem Azerbaycan hem Türkiye'deki akademik tarihinde isminiz altın harflerle hafızalara kazınmış olur. Bu da az şey değildir yani. 

NOT 1: Dün yazmış olduğum Servisçiler Odası Başkanı Süleyman Şahin'e yönelik 'Tek oğlu var, diğer ilçeler şansınıza küsün' şeklindeki yazımın ardından Sayın Şahin WhatsApp'dan özel mesaj gönderdi. 

Zor durumdaki servisçi esnafı için sadece Muratpaşa Belediyesine değil, Kepez, Konyaaltı, Aksu ve Büyükşehir Belediyelerine de taleplerini ilettiklerini belirterek "Şu anda sadece Muratpaşa Belediyesinden gıda paketi desteği için başvuruları almaya başladı. Diğer belediyelerden de olumlu geri dönüş olduğunda esnafı bilgilendireceklerini" belirten paylaşımlarını da gönderdi. 

Kendisine yine aynı yolla ve buradan da medenice cevap verdiği için teşekkür ediyorum. 

NOT 2: Siyasi yazılarındaki ustam olan sevgili Mehmet Talay ağabeyimizin "Ak Parti seçmeni 11 yaşındaki çocuk zekasına sahip" diyerek Ak Parti'ye oy verenleri 'Aklı kıt' anlamına gelecek yazısına ve söylemine itirazım var. İlki zeka yaş ilerledikçe yükselen bir şey değildir. 11 yaşındaki çocuk ile 60 yaşındaki bireyin zekası aynıdır. Sadece 60 yaşındaki insanın çevresel faktörleri ve yaşanmışlık tecrübesi daha fazladır. 

İkincisi Ak Parti seçmenine bu güne kadar 'Bidon kafa' denildi, 'Cahil' denildi. Bu gün de sırf Ak Partiyi seçtiği, oy verdiği için zekası üzerinden aşağılanmasına itirazım var.  
Desteklediğiniz ve içinde yer aldığınız CHP'li kanaat önderlerinin, yazarlarının önce seçmene ve onun zekasına saygı duymak zorunda diye düşünüyorum. 

Belki ben de Türkiye'nin uzaya çıkabileceğine, aya gidebileceğine inananlardanım. Temennim ve beklentim bu yönde.