KALİBRE

KALİBRE

Bu gün siyasette biraz duyumlarımı, biraz gözlemlerimi aktarmak istiyorum size.

Farkında mısınız bilmem ama çevremizdeki çoğu kişi hayat pahalılığından, enflasyondan, hukuksuzluktan, adaletsizlikten gem vuruyor. Mevcut iktidarı Yani Ak Partiyi eleştirenler, eleştirmeden sessizce seçim gününü bekleyenler çoğaldı.

Siyasi söylemlerini doğru eksen üzerine oturtan ve sadece kendi tabanı değil, diğer bileşenlerden de oy almaya çalışan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçadaroğlu iyi bir ivme yakaladı. Kılıçdaroğlu, halkın duymak istediklerini, sorunlarını dile getirmekle kalmıyor, daha iyi bir şey yapıyor. “ÖTV çok yüksek” diye mızmızlanma değil, sorunu söyleyip çözümünü de söylemesi, bir kesimin tam da duymak istediği şeydir aslında.

Siyasi rotasını milliyetçi, muhafazakar olarak çizen İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’de tabanını oturtup, daha iyisini yapabileceğini söyleyerek halkın önüne çıkmaya başladı.

Bu siyasi iklimi görenler, siyaset dümenlerini elbette yükselişte olduğuna inandığı partilere doğru kırıyorlar.

Doğaldır!

Siyasette tepeden inme değil, tabandan çıkma yani merdivenleri teker teker çıkmak siyasetçiyi daha tecrübelendirir diye düşünüyorum.

Peki Sayın Kılıçdaroğlu iddia ettiği gibi iktidara geldiği zaman ne yapacak?

Şimdiden kadrolarını ona göre hazırlaması gerekmiyor mu?

Bakanlarını, bakan yardımcılarını, genel müdürlerine kadar ülkeyi yönetecek, vaat ettiği değişimleri hızla yerine getirecek, bahaneler değil, icraat yapacak kadroları, Dış İşlerindeki ülkeler arasında Türkiye’yi temsil edecekleri liyakatli kişilersen seçmesi gerekmiyor mu?

“Liyakat, liyakat, liyakat” diye bas bas bağırıyor koca genel başkan!

Peki siyaset merdiveninin ilk basamağında parayı bulup, aradaki basamakları atlayıp, kendisini son basamakta görenlere veya hiç sorgusuz sualsiz kendisine biat edeceği birisi tarafından rokete bindirilerek en tepeye çıkmaya çalışana ne demeli?

Hani CHP eski Yüksek Disiplin Kurulu üyesi Tuba Torun Erdoğdu bas bas bağırıyordu ya “Ben g. . tümü yırttım ama dolarla milletvekili oluyorlar” diye.

Siyasetle uzaktan yakından ilgisi olan herkese soruyorum. Sayın Tuba Torun Erdoğdu’nun isyan edercesine söyledikleri yalan mı?

(Başka bir açıdan bakarsak olaya partiyi kontrol etmeye çalışan bir genel başkan yardımcısının elinden tutulup siyaset sahnesine roketle getirdiği kişi söylüyor bunu)

Vatandaş olarak şu anda yüksek enflasyonla mücadele etmeye çalışıyoruz.

Derin sefaletin, adaletsizliğin, vicdansızlığın, hukuksuzluğun bu boğucu

havasından bir an önce kurtulmayı, kurtarılmayı bekliyoruz diyenler var. 

Nasıl kurtulacaklar veya onları kim kurtaracak?

Tabii kendi irademizle sandıklara atacağımız oy bizi kurtaracak…

Siyaset kurumu da o iradeyi kabul edecek.

Daha doğrusu böyle olmalı diğil mi?

Ama siyaset kurumu da çürüyor ise ne olacak?

Vatandaşın, Ak Partiden kurtuluş umudu olarak gördüğü Cumhuriyet Halk Partisinde de aynı şeyler yaşanıyorsa ne olacak?

Öyle şeyler görüp, duyuyorum ki, bu CHP’nin misyonuna yakışmaz be kardeşim diyorum.

Diğer illeri bilmem ama Antalya siyaseti üzerinden bir örnekle somutlaştırayım söylediklerimi.

Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu istediği kadar “Liyakat” desin ve halk ta bu beklenti içindeyken CHP Genel Başkan yardımcı Onursal Adıgüzel’in ,CHP Ankara milletvekili Ali Hakverdi ile baş başa verip Antalya’nın ezici sorunlarını çözecek, partilerinin gücünü artıracak çözüm önerileri yerine, eş, dost, akraba üzerinden Antalya siyasetini dizayn etmeye, milletvekili listeleri düzenlemeye giriştiklerini duydum…

Duydum dediğime bakmayın, bu kibarlığımdan, şahit oldum da diyebilirim…

Amaç her şey eskisi gibi olsun, hiçbir şey değişmesin yeter ki partideki kendi güçleri artsın…

Genç, yaşlı bu siyaset kurumunda toplumun beklediği yeniliği, dinamizmi, ‘’eş, dost, akraba’’ kolpacılığına feda etmeyecek derin bir zihniyet ve tavır değişimi olmayacak mı ?

Antalya’nın umutla beklediği gerçek adaylarının önünü kesme fırıldaklarının şimdiden başladığını görünce Genel Merkez’in nabzını tutmak istedim…

Dostlar şundan emin olun, CHP Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu her şeyin farkında ve kim ne yapıyor hepsini izliyor..

O nedenle değişimin rüzgarı Antalya siyasetinin köhne yapısını da değiştirecek..

Kalibresi düşük insanları, sırf genel başkan yardımcılarının emir eri haline gelmiş milletvekili adaylarına geçit verilmeyecek.

Halkın beklediği yeni, parlak ve gönlü Türkiye çözümleriyle çarpan insanları Ankara'ya yollayacak…

Şimdilik bu kadarını söyleyeyim.

NOT: Çok yorgunum.Bana bir kaç gün müsaade. Gelecek hafta ortasında yeniden yazılarıma devam edeceğim. Kalın sağlıcakla