Dün ahilik haftası nedeniyle Sobacılar Çarşısında tören varmış!
Neyse, bendeniz kalabalığı görür görmez daldım.
Sahnede Adlıhan Dere, birilerine kalfa-çırak-usta plaketi filan veriliyor.
Epey de esnaftan katılım var.
Ama gördüğüm bir manzarayı size anlatmam lazım arkadaşlar.
Antalya Valimiz Sayın Hulusi Şahin’de dahil kaymakamlar, belediye başkanları, üstü düzey bürokratlar dahil 30-40 kadar protokol üyeleri var.
Ama Allah sizi inandırsın sırtında Columbia yazan yeşil, haki, lacivert veya siyah yelekler ve yine aynı marka pantolonlar olan 100-150 kişilik koruma görevlisi vardı.
Herkes birilerini, birbirlerinden koruyordu.
Bir belediye başkanı yanında 8-10 koruma görevlisi ile gelir mi arkadaş.
En az koruması olan 2 korumayla gelmiş. Ortalık Columbia yelekli, pantolonlu ve ayakkabılı korumadan geçilmiyordu.
Korumalardan sahneyi göremiyorsun.
Öbek öbek korumalar bir aradalar.
Yazıktır devletin bu kadar memuruna
Ey protokol vatandaştan bu kadar korkmayın. Onlar yurdum insanı.
En fazla sizden iş ister, yardım ister..
Her neyse, burnumun dibindeki korumaları incelerden kafama takıldı.
Columbia o yelekleri üretirken doğa sporları yapanlar için üretmiş. Hiç bizim Türk korumaların bu iş için kullanacakları akıllarına bile gelmemiştir.
Columbia gömleklerin ve pantolonların fiyatlarını bir görseniz kafayı yersiniz.
Giydikleri bir gömlek 8 bin 499 törkiş lira
Bir tane korumanın ayakkabısını görsel hafızama kodladım. Geldim fiyata baktım 23 bin 999 törkiş lira. Zaten 10 bin liranın altında ayakkabı yok!
Pantolon desen 11 bin liradan başlıyor fiyatlar.
Arkadaş bunlar her gün aynı kıyafetleri giymiyorlardır. Mutlaka aynı kıyafetten birkaç kat vardır diye düşünüyorum.
Bir korumanın, koruma kıyafeti bile benim 7-8 aylık emekli maaşıma tekabül ediyor.
Ya korumalar çok çok iyi maaş alıyorlar, ya da korudukları onları giydirmek için iyi bir servet ödüyorlar.
NOT: Dün ahilik töreninde Bakkallar Odası Başkanı Şahin Aba’yla karşılaştım. Hani bakkallar odasına ait arabaya sahte siyah plaka takıp, resmi araç gibi göstermeye çalışan, evet evet hatırladınız tefecilikten cezaevine giren. Mesleğini soran hakime ‘Oda başkanıyım’ diye cevap veren. Hani açık açık ifadesinde vergi kaçırdığını itiraf eden, hani oda başkanlığı düşmesin diye yüklü miktardaki paraları gizlemeye çalışan Şahin Aba, evet evet bildiniz işte o arkadaş.
Yazdığım yazılardan dolayı bana hesap soracağını söylemiş birkaç yerde.
Görür görmez yanına gittim ve “Bana hesap soracakmışsın işte buradayım” dedim ve bu arada yukarda yazdığım koruma olayını biraz üstten çekmeye çalışıyorum. Çünkü korumalar öbek halinde bir araya gelmişlerdi.
Bu bir anda yerinden sıçradı ve kendisiyle öz çekim yaptığımı zannedip, yerinden sıçradı ve “Benimle fotoğraf çekme” diye panikle kaçmaya çalıştı.
“Sen kimsin de senin fotoğrafını çekeceğim? Sen bırak benim arkamdan atıp, tutmayı bana neyin hesabını soracaksın sor bakalım o hesabı?” dedim.
Bu arada yanımızda Büyükşehir Belediyesinin özel kalemindeki bir kadın arkadaş var. Kadının yanında bozulmayı kendisine de yediremedi “Bilip bilmeden yazıyorsun. Benim arabanın plakasını şoförler odası basmış diye yazmışsın” dedi.
Adama bak, sahte resmi plaka taktığını kabul ediyor ama şoförler odası basmasına itiraz ediyor.
Mehmet Ali Alkan’dan ödü patlıyor demek ki.
Ayrıca okuduğunu da anlamıyor bu adam.
13 Ağustos 2025 tarihinde ben ne yazmışım aynen aktarıyorum: NOT: Burada emniyet müdürlüğünün dikkatine bir şey sunmak istiyorum. Bazı oda başkanları odaya ait arabalara resmi siyah plaka takıyorlar. Oda başkanlarının resmi plaka hakları yok! Hizmet araçlarına siyah plaka takılamaz. Makam aracı da olsa resmi plaka takamazlar. Ama bakıyorsun bazı oda başkanları üyelerin parasıyla hizmet aracı diye altlarına ultra lüks 3-5-10 milyonluk araçlara resmi plaka takıyorlar. Ama aynı arabanın bir de beyaz olan sivil plakası var. Canları isteyince resmi plaka, canı isteyince sivil plakayı takıyorlar. Mesela Bakkallar Odasının önünde değil de, başkan Şahin Aba’nın evinin altında park halinde olan bu araba Plakayı dikkatlice incelenirse plakanın sahte olduğu hemen anlaşılır. Aynı plakanın sivili de var.
Soru şu: Bu plakaları kim basıyor? Bildiğimiz üzere plaka basım işi sadece Mehmet Ali Alkan’ın başında bulunduğu Şoförler Odası basıyor. Peki bu aracın hem resmi hem sivil nasıl plakası basılabilir?”
Bu kadar okuduklarını bile anlamayacak, idrak edemeyecek adamlar oda başkanı olmuş ya, daha ne diyeyim ben. .
Her neyse, bunun üzerine üzerine doğru yürüyünce, benden geri geri yürüyerek kaçacağım derken az kalsın merdivenden düşüyordu. Bir polis tuttu da, düşmekten kurtuldu.
“Sen beni bazı gazetecilerle karıştırma. . . “ dedim
“Ben seni çok iyi tanıyorum. 90’lı yıllardan bu yana, Hüseyin Ayanoğlu döneminden bu yana tanıyorum” dedi.
Tepem atınca afedersiniz biraz ağzımın ayarı kaçabiliyor.
Tüm kibarlığımla “Beyefendi lütfen buradan gidermişiniz. Yoksa olacaklardan ben sorumlu değilim” dediğimi farz edin.
Ama iyisi şu, beni Ayanoğlu döneminden tanıyorsa iyi tanıyor demektir.
Ayanoğlu hala hayatta. . Sorsun, unuttuklarını da kendisine hatırlatsın. .
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.