Günlerdir fazlasıyla iyi ve karşıt yönde tepki almama rağmen “Antalya’ya aidiyet duygusu” diyorum başka bir şey demiyorum biliyorsunuz.

Olayı sosyal medyada Ali Buldu kardeşim görmüş ve anında tepkisini ortaya koymuş.

İş insanı Mustafa Çilingiroğlu gittiği bürokratlara, belediye başkanlarına yöneticisi olduğu Çaykur-Rizespor forması dağıtıyor. 

Biz boş yere Antalya'ya aidiyet duygusu demiyoruz.

Alın işte iş insanı Mustafa Çilingiroğlu olayında olduğu gibi.

Antalya’da yarattığı kahve zincirleri markasıyla her gün kasasına milyonlar giriyor. Antalya’nın etinden, sütünden fazlasıyla yararlanıyor.

Antalya’nın sırtından kazandığı paralar ile beyefendi memleketi Rize’nin futbol takımı olan Çaykur-Rizespor yönetim Kuruluna giriyor ve eminim yüklüce, gallavi yardımlar da yapıyordur.

Çalışan kendisi, kazanan kendisi ve parayı da nereye harcayacağına yine kendisi karar verir.

Benim derdim onun Çaykur-Rizespor’a yaptığı yardımlar asla değil. Elbette hakkıdır memleketinin takımına yardımda bulunmak.

Ama aynı şeyi ben kalkıp Rize’de bir marka yaratıp, Rize’nin sırtından para kazanıp, bağışlarımı Antalyaspor’a yapsam. Bununla da yetinmeyip, Rize’de ne kadar kelle adam varsa kendisine Antalyaspor forması, bayrağı dağıtsam bana ne derler?

Ben söyleyeyim size

Hiç öyle ağız dalaşına filan girmezler benimle. Direk “Seni gidi coğori seni?” deyip ayaklarımdan vururlar beni!

Yalan mı Mustafa Bey?

Rize’de bana bol dünyayı dar ederler

Ama bakın biz ne kadar hoşgörülüyüz.

Sadece sitayişle ve kibar, kibar, ağzımızı tik-tok fenomeni gibi büzüştürerek ‘Ayyy, ama Mustafa beeeeey siz de Antalya’lılara ayıp etmiyor musunuz? Sizde Antalya’ya aidiyet duygusu yok’ diyoruz.

SAKIN PARA KAPTIRMAYIN!

Yerel seçimler yaklaştı ya, internette her gün onlarca reklam önüme düşüyor.

“Akademik bilmem ne” gibi.

Bunlar yerel seçimlerde belediye başkanı meclis üyesi olacaklarla on-line “Siyaset bilimi üzerine master-doktora tezlerini sınavsız, Avrupa diploması veriyoruz” diye pazarlıyorlar.

Belediye Başkan adaylarına söyleyebileceğim tek şey, CV’nizde böyle şeylerle zenginleştirmek isteyebilirsiniz ancak bunların Türkiye’de hiçbir değeri, karşılığı yok. YÖK’de denklik filan da vermiyor.

Bakın benim gibi kıl bir gazeteci çıkar sorar hangi üniversiteden master yaptın? Diye kalırsınız. Hiç olmadık şekilde adınız sahtekara çıkar haberiniz olsun.

Eğer bunu resmi belge olarak kullanmaya kalkarsanız ayrıca başınız belaya girer benden söylemesi.

Bu işleri hevesi olan yeni siyasetçiler bu işlere tevessül etmeyin. Sizi “Master yaptırıyoruz, doktora yaptırdık” diye söğüşleyecekler haberiniz olsun.