Son günlerde dikkatimi çeken bir şey var.

Bilindiği üzere yolsuzluk, rüşvet soruşturmaları Antalya Büyükşehir Belediyesini hem de Böcek ailesi ile kim temas ettiyse Antalya’yı kasıp kavuruyor.

Haftada bir pahalı hediyeler, arabalar, evler, dövizlerin adı geçen operasyonları, gözaltına alınanları maalesef emniyet kaynaklı haberleri tüm gazeteciler ve halk gibi sadece bazı gazeteci arkadaşların haberlerinden okuyoruz.

Kim gözaltına alındıysa, kim kime ne aldıysa, rüşvet ağı içinde kim döviz alıp, kimin külçe altın sattığı her detayı bu arkadaşların yazdığı haberlerden öğrenebiliyoruz.

Pahalısının pahalısı Rolex saatin yeşil kutusuna kadar detayları bazı gazetecilere veren Emniyetteki arkadaşlara sesleniyorum.

Sizin nezdinizde biz muteber gazeteci değilmiyiz ya?

Ben bir başkasının haber haline getirdiği materyali aparmak istemiyorum. Daha kendime özgün olmasını istiyorum.

Ondan sonra diyorlar “Sen niye yazmıyorsun?”

16-17 yaşlarımda Polisin koltuğunun altında girmiş ve uzun yıllar polis-adliye haberciliğinin tillahını yapmış birisi olarak şaşırıyorum.

Her neyse İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı kendi sosyal medya hesabı açmış.

Resmi açıklamalarını bu hesap üzerinden tüm detayı ile veriyorlar.

Antalya Cumhuriyet Başsavcımız Sayın Yakup Ali Kahveci’de acaba aynı şeyi yapmayı düşünüyor mudur?

Eğer böyle bir düşünceleri varsa, hemen ve acilen hayata geçirilmesinde büyük fayda var.

Yoksa böyle bölük-pörçük, teyide muhtaç bilgileri kullanmaya başlarsak, vallahi bu sefer basın savcısının kapısından ayrılamayız.

NOT: Ve nihayet Ayşe yengemiz sahalara indi.

Şoförler Odası Başkanı Mehmet Ali Alkan'ın 10 Ocak günü yapılacak seçim için saygıdeğer eşi Ayşe yengemiz taksi duraklarını gezmeye başlamış,.

Böyle eşine destek olan kadınları takdir ediyorum ben. 

Ama her gün akşama kadar direksiyon sallayarak evine ekmek götürmeye çalışan taksici esnafından birisinin aklına gelip de "Siz ailecek yıllardır çalıştığınızı hiç görmedik. Oğlunun belediyeden aldığı maaşla da olmaz bu iş. Şu altına çektiğin 10-12 milyonluk volvo cipi hangi parayla aldınız" veya "Geçen sefer kullandığınız cep telefonlarının faturasını biz ödüyormuşuz. Şimdi elinizde son model telefonu da yine bizim odaya ödediğimiz paralardan mı aldınız? Cep telefon faturanızı yine biz mi ödüyoruz?" diye sorabilir. 

Sakın sormayın, ayıptır. 

Ayşe yengemiz ayağınıza kadar gelmiş öyle bir şeyi sakın yapmayın e mi?