Antalya İl Emniyet Müdürü değişti.

Yeni İl Müdürümüz Sabit Akın Zaimoğlu’nun önümüzdeki hafta başında Antalya’da göreve başlayacağını düşünüyorum.

Bursa’da görev yapıyorsa kesin özel eğitimlidir diye düşündüm. Nitekim yanılmadım.

“Sabit Akın Zaimoğlu, 1988 yılında Polis Koleji'nden ve 1992 yılında Polis Akademisi'nden mezun oldu. İstihbarat Daire Başkanı olarak görev yaptığı süre boyunca Bursa, Diyarbakır, Konya, Adana illerinde ve Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı'nda çeşitli rütbelerde istihbarat, özel güvenlik, çocuk şube ve asayiş birimlerinde görev aldı.

Zaimoğlu, kariyeri boyunca Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, Hollanda, Malta, Çin, İran ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerde çeşitli incelemelerde ve görevlerde bulundu. Teknik Takip, Lider Yöneticilik ve Durum Eğitimi alanlarında uluslararası eğiticilik deneyimine sahip olan Zaimoğlu, Yeraltı Yıkıcı Faaliyetlerle Mücadele, Basic Intelligence (Temel İstihbarat), Lider Yöneticilik, Değişim ve Sürekli Gelişim Stratejileri, Yaşam Koçluğu, Orta Kademe ve Yüksek Kademe Yöneticilik alanlarında eğitim almış.

Büyükşehir Belediyesi, iş dünyasından bu güne kadar kapısının önünden polis geçmemiş, deve dişi gibi iş insanları gözaltına alındı.

Yeni Emniyet Müdürü Sabit Akın Zaimoğlu göreve başladıktan sonra operasyonların hız kazanacağını düşünüyorum.

Zira başta Büyükşehir olmak üzere bazı ilçe belediyelerine yönelik, çeşitli yolsuzluk iddiaları ile hazırlıkların sürdüğünü biliyorum.

Daha müfettişler ‘Hafriyat’ soruşturmasını bitiremediler.

Antalya’da buna benzer operasyonu Organize Suçların Savcısı Yusuf Hakkı Doğan gerçekleştirmişti. Yusuf Hakkı Doğan’a bu belediye başkanıymış, bu jandarma komutanıymış, bu uluslararası dev firma sahipleriymiş hiç bunlara bakmaz işini yapardı.

Herkes Yusuf Hakkı Doğan’dan korkusuna yolsuzluk yapmaya korkuyordu. İsmi efsaneleşmişti.

Şu anda Antalya Başsavcısı Yakup Ali Kahveci’nin de ismi efsaneleşmeye başladı.

İşte Antalya’ya böyle bir başsavcı gerekiyormuş.

Dokunulmayanlara dokunabilen Başsavcı

Yolsuzluk yapanlar, yetim hakkı yiyenler, devletin parasını hunharca harcayanlar şimdi düşünsünler.

Bu arada Zihni Çakır’ın patlattığı, Lider gazetesinin de tüm iddia detaylarını yazdığı kent lokantaları olayını okudunuz mu bilmiyorum.

“Soruşturma kapsamında ifade veren Müteahhit Sezgin Köysüren, Kepez ilçesi Güneş Mahallesi’nde inşa edilen EKPA-1453 konut projesinde ruhsat ve iskân süreçlerinde baskıyla karşılaştığını anlattı. Köysüren, dönemin Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanı ve Genel Sekreteri Serkan Temuçin ile belediyenin iştiraki ANTEPE’nin Genel Müdürü İsmail Erdoğmuş tarafından kendisinden 6 dükkân talep edildiğini, işlerin ilerleyebilmesi için bu talebi kabul etmek zorunda kaldığını belirtti.

Köysüren, 5 dükkânın farklı isimler üzerinden devredildiğini, bunların 4’ünün Başkan Muhittin Böcek adına, 1’inin ise Temuçin’e ait olduğunu öne sürdü .

Hadi buyurun buna ne diyeceğiz şimdi.

Olaylar arka arkasına patladıkça vallahi de, billahi de kendi kendime “Salağın önde gideniymişiz” diyorum.

Biz burnumuzun dibindekini görmüyoruz, duymuyoruz adam taaa İstanbuldan haberi patlatıyor.

Unutmadan vatandaşların çevirdiği mavrayı da anlatayım size. .

Gökhan Böcek’in ilk eşi Zeynep Kerimoğlu’da tutuklanır ve ikinci eşi Zuhal Böcek’le aynı koğuşa düşürlerse diye konuşup eğleniyorlar.

Zeynep’le Zuhal baş başa verip artık “Ahhh bizim kavgamızdan bak neler çıktı. Halbuki kavga etmeden güzel güzel ikimiz de boğaza karşı milyon dolarlık evimizde oturup, paralarımızı saysaydık” diye hayali diyalog ve senaryoları anlatılıp gülüyorlar.

Kimisi de "Gökhan Böcek, bu kadar parayı, malı mülkü bana versin, erkek halimle 3-4 ay da ben karılık yaparım" diye kahkahalar patlatıyorlar

Sizin anlayacağınız milletin eğlencesi oldular