Rahatsızlanarak hastanede tedavi edilen ve yeniden cezaevine gönderilen Muhittin Böcek’e geçmiş olsun dileklerimle başlayalım bu günkü yazımıza

Dün kaleme aldığımız yazının ardından Sayın ABB Başkan Vekili Büşra Dirgen Özdemir telefonla arayarak babası Şefik Dirgen ve eşi Behiç Özdemir’in partisi tarafından kendisi başkan vekili olarak aday gösterilmesinin hemen ardından yani Cuma günü istifa dilekçelerini verdiklerini söyledi.

Ben eşi Behiç Özdemir’i de tanıyorum. Emniyet kökenlidir ve onun devreleri şu anda emniyet müdürü pozisyonuna geldiler. Yani sadece Büşra Özdemir’in eşi olmanın haricinde donanımlı, birikimli birisidir.

Açıkçası üzüldüm ve buna gerek olmadığını belirttim ama Sayın Özdemir, şu sıkıntılı dönemde eşini bahane edilerek sürekli gündeme gelmek istemediklerini belirterek, “Başkanımız makamına dönünceye kadar onun bıraktığı yerden devam edebilmesi için tüm enerjimizi buna vereceğiz. Bu nedenle ailece böyle bir karar aldık” dedi.

Haklarında hayırlısı neyse o olsun. . .

Antalya Büyükşehir Belediyesinde bu aşamadan sonra her gün yeni bir iddia ile karşı karşıya kalacağız.

Dünden bu yana arka arkasına Yusuf Yadoğlu’nun belediyeden aldığı ihaleler, ANET’in başındaki arkadaşların kendi firmaları tarafından başında bulundukları belediye şirketine fatura kestirme iddiaları havada uçuşuyor.

Suçu olan cezasını çeksin. . .

Bu konuda anlayış göstermemizi kimse beklemesin.

Zaten bütün bürokratlar diken üzerinde.

Muhittin Böcek’e gönülden bağlı bir avuç bürokrat süreci yönetmeye çalışıyorlar.

Gerçi Muhittin Böcek’in hastanede yattığı dönemde bu konuda tecrübeliler ama bazen üzerlerine ağır gidiliyor.

Bu insanlar bizlerin tanıdığı, birlikte çay-kahve içtiği sohbet ettiğimiz insanlar.

Onlar canla-başla her gün başka bir sorunla baş etmeye çalışırken özellikle şirketlerde kendilerine saltanat kuran partili görünümlü bazıları nedeniyle bu sıkıntılara ortak olmak zorunda kalıyorlar.

Allah onların da yardımcısı olsun.. .

Bu arada polisin belediyenin çeşitli birimlerinden ıslak imzalı belge toplaması konusunda bazı tahminlerim var elbette. Mesela çakma ihale gibi. . . 

NOT: Son günlerde Aksu İlçe Milli Eğitim Müdürü Sayın Cahit Öztürk’e Rotary kulübünden birisinin seminer verme programı nedeniyle üzerine fazlaca gidiliyor.

Durduk yerde Rotary kulübünün savunucusu olacağım ama bu kulüpler taaaaa Osmanlı döneminden bu yana varlar. Osmanlı döneminden bu güne kadar resmi, devletin kayıtlarında bulunan bir yasal kulüptür.

Bu kulübün oluşumunda kamuoyu tarafından saygın olarak bilinen iş insanları mevcut. Bu insanlar atıyorum herhangi dini bir cemaat yerine farklı bir kulübü tercih etmişler.

Bu güne kadar çeşitli cemaatlerden hayrına okul yaptırıp milli eğitime devir ettiğini duydunuz mu?

Rotary Kulübünün yaptırdığı ve milli eğitim müdürlüğüne devredilen bir sürü okul var. Ve bu okullarda çocuklarınızı okutuyorsunuz.

Kendini eğitime vermiş birileri seminer versin lütfen.

Seminerde imza zorunluluğu filan. . Seminer yerine deniz kenarında tatil yapmak isteyen öğretmenlerimizi de anlıyorum. Bütün yılın yorgunluğu, öğrencilerin, velilerin sorunlarıyla boğuştular ama bütün bunlar iyi niyetle bir şeyler yapmaya çalışan, Aksu’ya bir ana okulu, bir lise daha kazandırmaya çalışan bir müdüre reva değildir.

Elbette eleştiri Cahit hoca içinde gereklidir ama insanların bir şeyler yapma, Aksu’ya bir şeyler kazandırma hevesini kırmadan, dökmeden.