Toplaşın arkadaşlar cümbüş var!

Dün akşam Antalya’nın malum medyasında “Plaketçi başkanın plaketi elinde kaldı” diye bir haber düştü.

Olay şu arkadaşlar. 1 Ocak 2026 itibarıyla esnaf odalarında seçim startı verildi biliyorsunuz. Bu nedenle geleneksel olarak her 4 yılda bir oda başkanlarına yönelik "Antalya Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Mesleki İstişare ve Değerlendirme Toplantısı Ahde Vefa Ödül Töreni yapılıyormuş.

Bu törene Ticaret Bakanlığı Esnaf, Sanatkârlar ve Kooperatifçilik Genel Müdürü Taha Enes Şener onur konuğu olarak davet edilmiş.

Bilindiği üzere TŞOF Başkanı Mehmet Yiğiner’in Antalya uzantısı Süleyman Şahin’dir.

Benim fitne-fücur yanımın tahminine göre  işte bu törenin ’Sabote edilmesi gerekiyor’ diye düşünülmüş ve bunun için truva atı olarak TŞOF Yönetiminde yer alan Servisçiler Odası Başkanı Süleyman Şahin seçilmiş.

Her oda başkanına 4 yıllık çalışmasından dolayı teşekkür edilip, plaketi veriliyor.

Sıra Süleyman Şahin’e gelince, yanındaki birilerine “Beni video çek” diyerek sahnede doğru gidiyor.

Sahnede Genel Müdür Taha Enes Şener ve Adlıhan Dere elinde plaket ile bekliyor.

Ağam bir omuzu aşağıda, bir omuzu yukarda ‘Yol yemez Nazmi dayı’ modeli sahneye çıkıyor ve “İsmim Süleyman Şahin Servisçiler Odası Başkanıyım. Aynı zamanda TŞOF Yönetim kurulu üyesi ve AESOB Yöneti kurulu üyesiyim. Ben bu plaketi almıyorum. Adlıhan Dere bu plaketi karşımda aday çıkardığı Saim Sarı’ya versin. Genel müdürüm benim üye listemi Saim Sarı’ya verdi. Plaketi de Saim Sarı’ya versin. Ben size saygısızlık olmasın diye sahneye çıktım” diyor.

Bu arada Genel Müdür Taha Enes Şener’in kınayıcı bir ses tonuyla “Ya sen ayıp ediyorsun ama. Bunlara hiç gerek yok.” Dediği duyuluyor.

Adlıhan Dere, kendisine ve genel müdür Taha Enes Şener’e daha fazla saygısızlık yapılmasının önüne geçmek için Süleyman Şahin’in elinden mikrofonu alıyor.

Bir tavşan hızıyla saniyeler içinde bu video hemen malum medyacılara aktarılıyor ve “Plaketçi başkanın plaketi elinde kaldı” diye haber yapılıyor.

Paçalarından yerlere kadar akan bilgi yetersizliğine, kusura bakmayın gülmekten kendimi alamadım.

Ya hu bu liste E devlete girdiğinizde odaya kayıtlı tüm üyelerin ismi, adresi her şey karşınızda zaten. Bu listeler e devlete kaç yıl önce yüklendi ve tüm üyelere açık.

Örnek veriyorum kendi e devletinize girdiğiniz zaman “Kayıtlı olduğum oda, dernek” diyorsunuz. Sayfa geliyor karşınıza.

Burada tüm üyeler bağlı bulundukları odanın üye listesini, adresini görebiliyor.

Eskiden yani e devlet sistemi olmadan önce bu oda başkanları listeleri sır gibi herkesten gizlerlerdi. Bunun nedeni karşısına herhangi bir üye oda başkan adayı olarak çıktığı zaman üye listesi olmadığı için adam seçim çalışması yapamazdı.

Bu arkadaş taaa o yıllarda kalmış.

Adlıhan Dere’yi de karşısına aday olarak çıkan Saim Sarı’ya odaya kayıtlı üye listesini vermekle suçlamıyor, saçmalıyor.

Ama buradaki asıl protesto edilen Genel Müdür Taha Enes Şener’in ta kendisidir.

Çünkü bu sözleri Adlıhan Dere’ye söyleyecek çok fırsatı vardı. Daha birkaç gün önce TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken’in istişare toplatışı vardı. Orada çıkıp bu şovu yapabilirdi. Veya bir kaç gün önce AESOB’un yönetim kurulu toplantısı vardı. Neden orada yapmadı da genel müdürün onur konuğu olduğu bu toplantı seçildi?

Siz hiç Süleyman Şahin’in TŞOF Başkanı Mehmet Yiğiner’den habersiz bu şovu yapacağına inanıyor musunuz?

Benim anlamadığım Mehmet Yiğiner’in genel müdür Taha Enes Şener’le ne alıp veremediği, ne hesabı var acaba?

NOT: Dün ASAT Önceki dönem genel müdürü İbrahim Kurt’a ses sizce veda edilmesini eleştirmiştim. Önce ASAT Genel Müdürü Cengiz Gülebay aradı. Kendisini tanıtarak olaya açıklık getirdi.

Elbette 35 yıl boyunca hizmet vermiş, çok değerli bir isme yakışır şekilde uğurlamayı bizde isterdik.

Biz İbrahim beye, törenle görev değişimin yapılmasını teklif ettik. Nazik bir şekilde bunu istemediğini söyledi. Israrlarımıza rağmen kabul etmedi.

Buna rağmen çiçeğimizi verdik, fotoğraf çektirdik ama İbrahim beyin talebi üzerine yayınlamadık.

Daha sonra tüm personelimizle birlikte aşağı inip, alkışlarla uğurladık.”

Dedi ve gerçekten İbrahim Kurt’un uğurlama töreninden fotoğraflar gönderdi.

Öğleden sonra Sayın İbrahim Kurt aradı ve ASAT Genel Müdürü Cengiz Gülebay’ı doğrulayarak “Evet ben istemedim tören yapılmasını. Ama veda ederken en üst kattan, en alt kata kadar her odaya girip arkadaşlarımızla vedalaştım. Arabama binerken mesai arkadaşlarım alkışlarla arabama bindirdiler. Biz hoş bir seda, güzel dostluklar bırakabilmişsek bize o yeter” dedi.