Dün yine insanı deli eden sıcaklardan mayışmış vaziyette, Kemer’deki yangını sosyal medyadan takip ediyorum.
Bir yandan da yangında çalışan orman yangın söndürme işçileri, itfaiye, jandarma, polis ve gazetecilerin nasıl bir çile içinde çalıştıklarını düşünüyor ve bu günkü yazımı bu konu ekseninde yazmayı planlıyordum.
Telefonum çaldı. Arayan CHP cenahının yakından tanıdığı Muratpaşa Belediyesi eski meclis üyesi Cem Kotan’dı.
Sayın Kotan’ın yıllar öncesinden aleyhine yazdığım bir yazının vesilesi ile çok eski CHP’li bir ablamız tarafından tanıştırılmıştım. Tanıdığımda fark ettiğim şey, CHP cenahında gördüğüm en düzgün insanlardan birisi olduğuydu. Kendince özellikle CHP’li gençlerin abisi konumunda birisi.
Hal hatırdan soruyor ama ses tonundan anlıyorum ki, hayli gergin. “Hayrola?” dedim.
‘Abla’ dedi. “Geçenlerde Muratpaşa Belediyesine Zeytinköy’lü uyuşturucu satıcılarıyla ilgili bir şey yazmıştın. Ertesi gün de birisi seni aramış ve onların da görüşlerine yer vermiştin” ‘evet’ dedim. “O bilgileri sana ben mi verdim? O arkadaşa öyle söylemişsin. O’da herkese böyle söylemiş. Ahmet Hamuryudan isimli bir arkadaş bu gün bana bizimle ilgili yazıyı sen yazdırdın diye itham etti” dedi.
Yerimden zıpladım.
‘Ohaaa, sen ne alaka?’ demişim.
Yahu her gazeteci gibi benim de en büyük özelliğimden birisi haber kaynaklarımı asla deşifre etmememdir. Beni tanıyan herkes bunu bilir.
Savcı-hakim olursa düzgünce haber kaynağımı açıklamaya, beni zorlayamayacağını beyan ederim ama onun haricinde tillahı gelse, böyle bir soru karşısında gün yüzü görmemiş küfürleri ardı ardına sıralarım” dedim.
Bunlar anladığım kadarıyla işi-gücü bırakmışlar benim muhbirimin kim olduğunu bulmaya çalışıyorlar.
Yaptıkları boş-boş istihbari çalışma sonunda kendilerince haber kaynağı belirliyorlar.
Şimdi o Muratpaşa Belediyesi, fen işlerinin çalışanı olarak görünen Ahmet Hamuryudan beyefendiye sesleniyorum.
Efendi kardeşim, sen bu soruyu bana sormaya bir yerlerin yemiyor mu da başkalarına sarıyorsun?
Benim yerim belli, yurdum belli, telefonum belli. Sor Kadir Hakikat’a söylesin sana.
Nasıl gelirsen öyle karşılanacağından emin olabilirsin.
Hiç yapmadığım bir şeyi yapacağım ve şimdi sana haber kaynağımı açıklayayım güzel kardeşim.
“Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, Hasan Şahin’e ilçe başkanlığı seçimini kazandırmak için torbacıları, uyuşturucu baronlarının hepsini işe aldılar. Adam temizlik işlerinde görevli ama işe BMW ile gelip-gidiyor. Sen gazeteci değil misin? Yaz bunları abla” diye bu haberi bana Hamuryudan soy isimli birisi verdi.
Bu sen olabilir misin acaba?
Ümit Uysal ve Hasan Şahin’in fanatik trolleri günlerdir sardırıyorlar bana.
Hasan Şahin’e seçim kazandırmak için CHP’li tertemiz-pırıl pırıl gençler dururken sabıkalı adamları Muratpaşa Belediyesine doldurdukları şeklindeki tespit yazımı, Özgür Güngör’e destek verdiğimi ve onun taraftarlarının yazdırdığını zannediyorlar.
Siz delege seçimi kazanacaksınız diye somut gerçekleri, tespitleri yazmayayım mı?
Yazdıklarıma 'yalan' demiyorlar ama 'Kim bu bilgileri verdi, niye yazdın?' diyorlar
Manavmıyım ben? Domates mi satıyorum?
La sizin kafanız hala güzel mi?
Doğru söyleyin, bu kafayı bulmak için ne içiyorsunuz?
Karşılarında rakip olarak gördükleri Özgür Güngör benim amcamın oğlu değil. Daha düne kadar beraber yol yürüdüğünüz adam. Ben kendisini canlı olarak bir kere gördüm.
Partiliniz değilim. Sizin gayya kuyusuna çevirdiğiniz partinin mensubu olmayı da Allah bana göstermesin!
Ne delege seçimiymiş arkadaş?
Sanki kurtuluş savaşı veriyorlar?
Kime karşı?
Yine kendi içlerinde, yarın yerel seçimlerde yüzüne bakıp, “Destek olun, belediye başkanlığını kazanalım” diyecekleri omuz omuza çalıştıkları arkadaşlarına, partinin üyelerine karşı.
İlçe Başkanı ve adayı Hasan Şahin üyelere laf sokuşturur, İl Başkan yardımcısı Ali Müncester ‘Beyazlar iyidir, maviler kötüdür’ diye sosyal medyadan yayın yaparak kendi partilisini kötü ilan eder. Buna itiraz edenleri ise Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal tarafından yakınlarının üzerine otoparklar, büfe yerleri verilen il yöneticisi Gürcan Merthatun sosyal medyadan partinin çok değerli üyelerine had bildirip, adeta tehdit ederler.
Üyelerin üzerinde psikolojik baskının daniskasını yapıyorlar, İl Başkanı Nuri Cengiz’de dahil kimse sesini çıkarmıyor.
Ne oluyor kardeşim?
Cumhuriyet Halk Partisinin tapusunu sizin üzerinize mi yaptılar.
Bu parti Deniz Baykal’a bile kalmadı, size hiç kalmaz!
NOT: Bu arada gazeteci Erk Acarer, “Belgeli yorum” programında birkaç gün önce Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal ile Döşemealtı Belediye Başkanı Turgay Genç’in kumar tutkusu nedeniyle sık sık Kıbrıs’taki kumarhanelere gittiklerini iddia ederek, “Kumar paralarını nerden buluyorsunuz?” dedi. Hele Fettah Tamince ile ilgili bölümleri de dinlemenizi tavsiye ederim. Başkanlarımızın Kıbrıs’ı neden çok sevdiklerini açıklayan Acarer’e karşı tıss yok. Garip, çok ilginç
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.