Dün kaleme aldığım yazımın ardından CHP Meclis üyesi Zekeriya Altun telefonla aradı.
Anlattıklarını kısaca özetleyecek olursak, hesabına yüklü miktarda para girişi olmasından dolayı ifadesine başvurulduğunu anlattı.
İsmail Tosun’un maddi durumunun sallantıda olduğu dönemde arsalarını satıp, borçlarını ödemeye çalışmış. Zekeriya Altun’da satın almak istediği arsalar karşılığında çek kesmiş. Ancak İsmail agam arsaların üzerindeki ipotekleri kaldıramadığı için arsaların resmi satışını yapamamış.
Arsayı resmi olarak satamamışlar. Zekeriya Altun’un verdiği çekleri de başka alacaklılara verdikleri için İsmail Agam ve oğlu çeklerin günü geldikçe Zekeriya Altun’un hesabına bu çeklerin karşılığı olan parayı yatırmışlar.
Olay bundan ibaretmiş. Ama elbette ortada bir ticaret olmadan düzenli olarak yüklü miktarlarda hesabına para girişi olduğu tespit edilince doğal olarak ifadesine başvurulmuş.
Yani sizin anlayacağınız Zekeriya Altun, isteseydi İsmail agama “Beni dolandırdılar” diyebilir ve şikayetçi olabilirdi.
Tamamen iyi niyetli bir şekilde yapılan işlemin sonucunda kendisi zor bir duruma düşmüş.
Benim yazımdan dolayı duyan herkes te elbette Sayın Zekeriya Altun’a karşı bir ön yargı oluştu.
İşin aslını yukardaki şekilde Zekeriya Altun anlattı ama benim içimdeki şeytan elbette rahat durmaz.
Resmi makamlar dahil olmak üzere sorup, soruşturdum.
Meğer daha fazlası varmış!
Zekeriya Altun’un ifade ettiğinin haricinde, ifade etmekten imtina ettiği şeyleri de öğrenmiş oldum. Mesela İsmail Tosun ve oğlunun başına bu işler geldiğinde tek başına yanlarında dimdik durduğunu öğrendim.
Hiçbir çıkar gözetmeden “Kardeş” yerine koyduğu Soner Tosun’u hiç yalnız bırakmamış.
Her zaman yardımcı olmaya, koruyup kollamaya çalışmış. Çakallara karşı adeta bir kalkan olmuş.
En yakınları, akrabalar bile batan İsmail Tosun ve oğlundan mal koparabilmek için her türlü dalavereyi çevirdikleri günlerde Zekeriya Altun, sırf Soner Tosun’un yanında olduğu için tehditler almış.
Bunları başkalarından duyduktan sonra içimden Zekeriya Altun için “Helal olsun, insan evladıymış” dedim.
Sevgili Zekeriya Altun, bazen böyle iletişim kazaları olabiliyor.
İkinci dalga gözaltılar başladığında senin de aralarında olmandan dolayı istemeden hem siyaseten, hem ticareten biraz zor duruma soktum.
Senin şu konuda hakkın ödenmez.
Bu gün itibarıyla seninle ilgili bu konuda herhangi birisi bir şey söylerse karşısında beni bulur.
Hakkını helal et adam gibi adam olan Zekeriya Altun. . . .