HEDEFE KİLİTLENDİ

Teslime Tosun

Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü’nün Antalya’ya kazandırdığı bir festival olan BİLİMFEST’e gittim geçtiğimiz günlerde. Yani Bilim Festivaline.

Bayılıyorum böyle festivallere.

Bana göre Döşemealtı’ndaki Nar festivalinden çok ama çok daha önemli, çok daha topluma yararlı bir festival. İçimden festival olacaksa işte böyle festival olsun. Buraya harcanan her kuruş sonuna kadar helaldir dedim.

Neden ‘Helaldir’ dememin nedenine gelecek olursa eğer.

Bu yıl ikincisi düzenlenen BİLİMFEST’de her standın başında gözleri ışıldayan yüzlerce, binlerce çocukları, öğrencileri gördüm. Okullar akın akın BİLİMFEST’e çocukları getiriyordu.

Milli Savunma Bakanlığının milli ve yerli teçhizatların başında çocuklardan çok büyükler vardı. Kimisi askerlik anılarını hatırlıyor. Türk Ordusunun şu anda kullandığı ellerindeki yerli ve çok ileri teknoloji silahları mutlaka ellerine almak istiyorlar. Kulak misafiri oluyorum “Benim askerlik yaptığım zamanda bu silahlar olsaydı. Piyuviiiii neler yaprdık?” dediklerini dinledim.

Jandarmanın Kirpi diye bir aracı vardı. Çok merak ediyordum. Arsızlık yapıp, çocuklarla birlikte sıraya girdim ve aracın içinde hatıra fotoğrafı çektirdim.

Bu arada TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal’da katılmış ve ‘Bende iyi bir proje üretmek istiyorum’ diyen gençlerin sorunlarını yanıtladı. Pof. Mandal, ‘Stajyer Star Araştırmacı Programı’ hakkında da bilgi verdi. Bir öğrencinin; “Güzel bir proje nasıl tanımlanır?” sorusuna Mandal, “Öncelikle ihtiyaçların ortaya çıkması gerekli. Sonrada o ihtiyaç noktasının çözümü için bir merak olmalı ve o merakı ihtiyaçla karşılayabilmek içinde, onun çözümü içinde merak odaklı bir fikriniz olmalı.” Diye cevaplandırmış.

İNSANSIZ HAVA ARAÇLARINDA DÜNYA BİRİNCİSİYİZ

TÜBİTAK Başkanı Prof. Mandal, bugün ülkemizin insansız hava araçlarında dünyada birinci olduğunu ve bunun 10 yıllık zaman diliminde gerçekleştirildiğini söyledi.

2023 yılında kıtalararası düzenlenen uluslararası olimpiyat yarışmalarında ülkemizin fizik, kimya, biyoloji, matematik, bilgisayar ve astroloji dallarında 12 altın, 36 gümüş ve 26 bronz madalya kazandığını biliyor muydunuz?

Ben Aircar yani uçan otomobili bir gördüm. Bayıldım bayıldım arkadaşlar.

Türkiye’de üretilen ve sık sık deneme sürüşlerine çıkan arabayı gördüm. Başından ayrılmıyorum. Tanıtımı yapan genç mühendis kızımız arabayı tanıtıyor bana. Direksiyon yok. Öndeki ekrandan gideceğin hedefi eylem ve boylam olarak koordinatları giriyorsun ve arkana yaslanıp yolculuğun keyfini çıkartıyorsun.

Enerjisini güneşten alıyor.

Elbette belli bir yükseklik mesafesinde kalmak şartıyla.

“Ne zaman piyasaya çıkacak?” dedim.

Mühendis kızımız “Henüz ülkemizde yasal mevzuat hazırlanmadı. Bizim de ürettiğimiz prototiplerimizin yıllar süren deneme aşamaları var. En erken tahminimiz 2035 yılı dedi. “Ben o zamana kadar ölürüm. Bir an önce lütfen çıkartıp kullanıma sunmanız lazım” dedim.

Allah uzun ömür versin diyerek beni uğurladılar.

Tam o sırada BİLİMFEST için hazırlanan mavi montları giyen Hakan Tütüncü’yü gördüm. Heyecanlı heyecanlı çevresine toplanmış gençlere bir şeyler anlatıyordu. Bu arada yanında bulunan röportaj için bekleyen meslektaşlarımızı gördüm. Onlar işini bitirdi ama gençler Tütüncü’yü bırakmıyor.

Fotoğraf çektirmek için sıraya girmişler.

Sonunda bir fotoğraf çektirebildik. Birlikte çektirdiğimiz fotonun ardından gözüme MİLLİ GÜÇ standı ilişti.

“Gel başkanım” dedim. “Nerede fotoğraf çektireceğimizi biliyorum” deyip, MİLLİ GÜÇ standına geçtik.

İşte milli silahlarıyla hedefe kilitlenmiş Hakan Tütüncü fotoğrafı orada çıktı.

Nasıl ama tam olmuş değil mi?

NOT: Önceki gün SGK Kurumundan arandım ve bir meslektaşım için ifade vermem için davet edildim. Kimin olduğunu söylemediler. Benim omuz omuza çalıştığım arkadaşlarım, DHA’dan daha zengin değil. Yıllarca hakkımın ve arkadaşlarımın haklarının yenilmesini seyretmek zorunda kalmıştım. Bu nedenle bir arkadaşıma faydam olsun diye ifade vermeyi  kim olduğunu bilmeden kabul ettim. 

İfade vermeye gittiğimde Doğan Haber Ajansı, yeni ismiyle Demirören Haber ajansına şikayet eden kişinin DHA Antalya Bürosunun başındaki Salih Uçar olduğunu öğrendim.

Salih Uçar DHA’ya dava açmış ve ben de tanık olarak oradayım.

Geçtiğimiz aylarda Salih Uçar’ın görevine son verildiğine dair bir dedikodu çıktı. Hemen ardından iddiaya göre evrakları imzalamadan alel acele izine çıkmıştı. Bu arada Demirören Haber Ajansına “Beni sigortalı yapmadan senelerce çalıştırdılar” diye şikayet etmiş.

SGK müfettişleri tanıklarla işte bunu tespit etmeye çalışıyordu.

Acı acı güldüm.

Dursun Gündoğdu ve Salih Uçar ikilisinin senelerce, kendime ve omuz omuza çalıştığım onlarca arkadaşıma uyguladıkları insanlık dışı muameleler gözümün önünden geçti. Sigorta isteyen arkadaşlara verilen cevapları, dava açan arkadaşlarımıza karşı yapılan muameleleri, kazandıkları tazminatlara ödenmesi için yapılan her türlü işler hafızamda şöyle bir canlandı.

Ben ilahi adalete çok inanırım.

Dursun abi şimdi hasta. Allah şifa versin. Benliğime öyle bir kazınmış ki, kendisi benim ilelebet şefim olarak kalacaktır.

Salih Uçar’ın yakasında da onlarca arkadaşımızın ahı var.

İnsan yaşattıklarını yaşamadan ölmezmiş derler.

SGK kapılarında, mahkeme koridorlarında sömürülen emeklerini, haklarını arayan DHA çalışanı arkadaşlarım gibi şimdi o da SGK ve mahkeme kapılarında hak arıyor.

Allah kendisine yardımcı olsun.

Daha bu iyi günleri