Bu gün yine Büyükşehir Belediyesi ile devam edelim.
ANET A.Ş,’nin başındaki Rüştü Peker ile genel müdür olan Nuri Cengiz’in ortaya saçılan faturaları konuşuluyor. Yani gündem kıymayla, kargas et mevzusu. . .
Bu ikilinin yaptıklarını yazıp duruyorlar. Vatandaş sosyal medyada paylaşıp duruyor.
Ya arkadaşlar niye celalleniyorsunuz?
Rüştü Peker besici, Nuri Cengiz ise bildiğim kadarıyla et entegre yani orta ölçek büyüklükte bir işletmesi var.
Kardeşim bunda şaşılacak ne var anlamadım?
Adamlar halk et işi yapıyorlar. Kendi firmalarına fatura kesmeyecekler de kime para kazandıracaklardı.
Siz koskoca milyonlara milyon demeyen besihanelerin sahibi Rüştü Peker’in genel müdür maaşına mı orada talim ettiğini düşünüyorsunuz?
Veya CHP İl Başkanlığı yapmış ve Allaha şükür hiç kimseye muhtaç olmayacak paraları kazanan Nuri Cengiz’in genel müdürlük maaşı için veya halka hizmet için mi çalıştığını zannediyorsunuz?
Eğer böyle zannediyorsanız çok iyimsersiniz!
Kardeşim “bal tutan parmağını yalar” diye atasözümüzü hiç duymadınız mı?
Gerçi bu ikilinin yaptıkları biraz bu atasözünden çıkıp, “Deveyi havuduyla yutmuş” atasözüne giriyor gibi ama aslında bu işte kötü niyet aramamak lazım.
Neden derseniz?
Ya başka kasaplardan alsaydı o eti? Bilmedikleri bu firma sahipleri 100 kilo et verip, 1 ton yazsalar ne olacaktı? Veya ete tek toynaklı eti karıştırsalardı ne olacaktı?
Bunları da düşünmek lazım!
Her gün gelen etlerin tartımı, kontrolü, mal kabulü filan gibi şeylerle uğraşıp duracaklardı.
En zoru kendi kendileriyle pazarlık aşaması olması lazım.
Şöyle bir hayal edin. Düşünsenize ANET A.Ş koltuğunda Rüştü Peker oturuyor. Ve Besici Rüştü Peker’e “Kargas ette biraz indirim yapın yahu. Biz bu etleri kıt-kanaat yaşayan dar gelirli vatandaşlarımıza vereceğiz. Sizi Ak Parti dönemini bırakın çocukluğunuzu bilirim. Biliyorsun Süleymancısı, ilimcisi derken kurslarda sizinle birlikte çok namazda saf tuttuk. Sizin de hak yolunda bir katkınız olsun.” Diyor.
Besici Rüştü Peker ise genel müdür Rüştü Peker'e cevaben “Vallahi kurtarmaz! İki yaşındaki Tosun’a samanı, aşısı, küspesi, yemi derken inan kurtarmıyor. Bunun kestirmesi, yüzdürmesi, parçalatması derken bize hiçbir şey kalmıyor. Ama gözüm, bak bu fiyatın altında başka bir besihanede canlı hayvan bulursan göster ben satın alacağım. . Bilirsin seni severim, hatta çok severim”
Neyse, kendileri kendi firmalarından etleri tartıp kendi başında bulundukları belediyenin şirketine gönderirler?
Kendi başında bulundukları kuruma hile mi yapacaklar?
Tövbe tövbe ne fenasınız!
Farazi söylüyorum. Gerçekmiş gibi algılamayın lütfen. "Kendi firmalarından et aldıkları için, tartıydı, sayımdı, mal kabul gibi işlemlerden hiç birisine gerek kalmıyor."
Biliyorlar ki etleri garantili ve lezzetli.
Halka hizmet için daha ne yapsın bu adamlar!
NOT: kamuoyu tarafından bilindiği üzere cezaevinde tutuklu bulunan Muhittin Böcek’in eski eşi Havva Minta yurt dışında bulunan oğlu Gökhan Böcek’in yanına gitmiş.
Oğlunu ikna edip, Antalya’ya gelmesini sağlamak ve adaletin yerini bulması için çalışıyormuş.
Tam garanti değil ama yarın annesiyle birlikte Gökhan Böcek’in Antalya’ya döneceğini öğrendim.
Tam garanti değil dedim. Bunun nedeni Gökhan Böcek’in her an değişebilecek davranışları nedeniyle!