NASUH BOZTEPE'NİN ÖN GÖRÜSÜ

Teslime Tosun

NASUH BOZTEPE'NİN ÖNGÖRÜSÜ

Türkiye'nin iş ve siyaset dünyasının yakından tanıdığı Nasuh Boztepe'nin "Dağarcıkta kalanlar" isimli kitabı Yüzleşme yayın evinden çıktı. Nasuh Boztepe çeşitli gazete ve dergilere yazdığı günlük yazılarından oluşturduğu kitaplardan ilki olan "Dağarcıkta kalanlar" kitabını okumanızı tavsiye ederim.  Serinin ilki olan kitabı okuduğunuz zaman Nasuh Hocanın siyasetin iğne oyası gibi nasıl işlediğini fark edeceksiniz.   

Bir örnek vereyim. 6 Mart 2019 tarihinde "Hangi ittifak-2" başlıklı bir yazı yazmıştı. Burada siyasi analiz yaparken "Elbette ittifakın, birlik ve beraberliğinin devamını isteyenler kadar, istemeyenlerde olacaktır. Menfaat ve rant peşinde koşanların yanında, iç ve dış mihrakların tahrik ve tahribatı da olacaktır. Temel sağlam olursa, binada sağlam olur. Temeli sağlam tutmak gerekir. 

Tabii ki ittifakta iyi olmak yetmiyor, uyumlu da olunmalıdır. 

Eğer toplama bilgisayar gibi, şahıslarla birliktelik olursa, bir müddet sonra bu da dağılacaktır. Süreklilik arz etmeyecektir. 

Doku uyuşmazlıkları bitişin noktasıdır." diye yazmıştı.

Yazının bu bölümüyle ilgili olarak bir sohbette ben Nasuh beyin bu görüşüne şiddetle karşı çıkarak , "Cumhurbaşkanımızın dava hem de yakın arkadaşınız. Bu nedenle analinizi çok sağlıklı bulmadım." dedim. O ise bana sakin bir şekilde "Burada meseleyi ideolojik bakmak lazım.  İyi Parti'yi örnek alalım. Taban olarak kimlere dayanıyor? İdeolojisi ve hedefi nedir? MHP-DYP-CHP-ANAP gibi bir çok partinin tabanına dayanıyor. Burada doku uyuşmazlığı kaçınılmazdır. Kendi içinde doku uyuşmazlığı yaşayan partinin başka partilerlerle de sağlıklı bir ittifak kurması, ilkeleri belirlemesi çok zordur" demişti. 

Geldiğimiz noktaya bakınca o gün ne kadar yanıldığımı anladım. 

İyi Parti Antalya örgütünün haline bakın.  Milletvekili istifa eder, ilçe başkanı kendisinden habersiz kongreye delege yazıldı diye "Alın koltuklar sizin olsun" der resti çeker, eski ANAP'lılar, eski MHP'liler, eski DYP'liler hepsi birden birbirlerini suçlayarak "Partiyi ele geçirdiler" derler.  Belediyedeki şirketlere hep MHP kökenliler alındı. Bir tane DYP kökenli işe giremedi diyenler" falan, filan. Evet hocam haklıymışsınız. Toplama bilgisayar gibi olan ittifakların başarılı olma şansları maalesef yok. 

SİYASETTEKİ SON GELİŞMELER

Son günlerde partilerdeki sessiz hareketlilik sizin dikkatinizi çekti mi bilmiyorum. CHP'de kadın kotasını doldurmak için il yönetimine seçilen 4 kadın kendi istek ve arzularıyla istifa ederek yerlerini kendilerinden daha iyi yapacaklarına inandıkları erkekleri yönetime getirdiler. Hatta bir tanesi istifa edip, yerine babasının geçmesini sağlamış. Böyle bir şeyi Ak Parti yapsaydı kesin CHP'liler  "İşte Ak Parti'nin kadına bakış açısı. Bileklerinin hakkıyla seçilmiş kadınlara baskı yaparak istifa ettirdiler. Hülleci bunlar" diye vatandaşın gözüne sokarlardı. Aklıma Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçim döneminde "Antalya'da kadınlar aday olmayı istemiyor. Kadın yok orada" babında sözleri geldi. Başkan boş yere söylememiş o sözleri. 

AK Parti başka bir alemde. Kongre öncesi kılıçlar iyice çekilmiş durumda. Korkuteli İlçe kongresinden sonra yapılacak olan Elmalı İlçe kongresi bilinmeyen sebeblerden dolayı iptal edildi. İl yönetimi belirlenirken senelerdir koltuklarda oturanlar asla gitmeyi istemiyor. Çünkü iktidar partisinin yönetiminde olan birisi olmanın avantajlarını kim bırakmak ister. Rıza Sümer başkanı "Metal yorgunluğu" diye görevinden edenler, yanlardan, önlerden genel merkezi topa tutanlar, yine her daim o koltukta oturmayı kendilerine görev edinmişler. Sanki Rıza Sümer başkan partiyi tek başına yönetiyordu. O yönetim kurulunun içinden sanki bir tek Rıza  Sümer metal yorgunuydu da, yorgunluğunu aldılar. İl yönetimine hakim olmaya çalışanlar elbette çeşitli hesapları var. Bunun için İl Başkanı  İbrahim Ethem Taş, Dış İşleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu, Milletvekilimiz Mustafa Köse, MKYK üyesi Gökçen Özdoğan Enç, Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, eski BB Başkanı Menderes Türel yönetime hakim olmak, önümüzdeki süreçte söz sahibi olabilmek için var güçleriyle çalışıyorlar.  Ama hepsi sessizce yapıyorlar bu işi. 

Ak Parti'nin yenilenmesi, yenilenirken kırmadan, dökmeden yenilenmesi gerekiyor. Akıl vermek haddim değil ama yönetime dava adamları gelmesi gerekiyor. Akşama kadar "O memura soruşturma açılsın, burada ihale vardı, şu doktor gitsin, bu doktor gelsin. Bu öğretmenin atamasını yapmayın, şu müdür bizden onun yaptıklarına göz yumalım, şu müdürü filanca cemaat destekliyor dokunmayalım" diyenlerle geldiğiniz noktayı artık görmeniz gerekiyor. Sayenizde koruyup kolladığınız müdürler kibir abideleri haline geldiler. Memur, işçi, vatandaş f ark etmiyor, kibirlerinden burunları yere düşse almayacak adamları yerlerinde tuttuğunuz süre içinde kan kaybetmeye devam edeceksiniz. Bir kibirli amirin yaptıkları onun hanesine değil, arkasında gördüğü Ak Partiye ve onu koruyup kollayan yönetimdekilere yazılıyor haberiniz olsun. 

NOT: NASUH BOZTEPE'nin kitabını kitapçılarda olduğu gibi internetten de sipariş vererek edinebilirsiniz.