İyi bir hafta geçirmenizi dileyerek bu haftanın ilk yazısına başlayalım.
Öncelikle CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Önder’e yapılan saldırıyı kınıyor ve lanetliyorum. Ayrıca Sayın Özgür Özel’e geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Bu saldırı herkesin söylediği gibi başta demokrasiye olmak üzere Cumhuriyet Halk Partisinin tüm mensuplarına atılmış olarak kabul ediyorum.
İki evladını gözünü kırpmadan öldüren adamın elinde her hangi bir silah mesela bıçak olsaydı, Sayın Özgür Özel’e neler yapmazdı?
Onlarca korumalar değil, Allah korudu Sayın Özel’i.
Biz yine kentimize dönelim.
Geçtiğimiz hafta ilginç bir haber okudum.
Beynimin içinde onlarca komplo teorileri dolandı durdu.
Komplo teorileri pek sevmem ve itibar etmem ama, göz ardı da etmem yani.
Okuduğum o haberin ardından bizim basın camiasının ilgisini çekmiştir. Mutlaka bu haberin devamını, daha açık ve daha net bilgilerle haber yapılmıştır diye baktım, yerel kaynakları taradım. Galiba bir o haberi yayına veren; bir de benim dikkatimi çekmiş.
Konu şöyle: Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi yani ALKÜ’ye ait Serik’te Boğazkent’de yer alan “Türkiye’nin güneyi ve batısındaki kuşları inceleyen bir istasyon var. Bu istasyonda kuşlar yakalanıp “Halkalama” işlemi yapılıyor. Yani ayaklarına halka geçiriliyor ve yeniden doğaya salınıyor.
Serik-Boğazkent’de bulunan ALKÜ’nün kuş halkalama istasyonuna yabancı uyruklu birisiyle de röportajın yer aldığı Antalya Büyükşehir Belediyesinin bir haberi bile yapıldı.
İşte bu kuş halkalama istasyonunda izinsiz şekilde kuşlardan numune aldıkları ve bu numuneleri gizlice muhafaza ettikleri tespit edilen 4 kişinin yakalandığı bilgisi yer alıyordu.
Kuşlardan izinsiz numune alıp, bunları gizlice muhafaza eden 4 kişiye tazminat hariç olmak üzere toplam 1 milyon 997 bin 334 lira idari para cezası kesilmiş.
Aldı beni bir merak!
Kuşlardan niye numune alınır? Bunlar neden gizlice muhafaza edilir?
Yakalanan bu 4 kişinin içinde yabancı uyruklu kimse var mı?
Bu kişiler ALKÜ çalışanları mı? Yoksa dışardan gelen birileri mi?
Peki bu olay nasıl ortaya çıktı?
Kim fark etti bu izinsiz, gizlice numune alınmasını?
Bunun gibi sorular arka arkasına kafamda sordum.
Arkadaşlar bu konu aslında çok önemli.
Artık küresel savaşlar topla-tüfekle olmuyor.
Biyolojik silah diye bir şey var.
Karadeniz bölgesinde birden bire ortaya çıkan kokarca diye böcek var. Fındık bahçelerini birkaç yıl içinde adeta yok etti.
Karadenizlilerin iddiasına göre Macahel tarafından bir helikopterden atıldığını iddia ediyorlar.
16 Ekim 2023 tarihinde Odatv’de yayınlanan bir haber bu iddiayı doğrular nitelikte.
Habere göre Dünya’nın fındık ihtiyacının yüzde 85’ni Türkiye yetiştiriyor.
Veeeee ODATV'nin haberine göre “Nutella'nın da üreticisi olan İtalyan Ferrero şirketinin 2018 yılından beri Avustralya'da 1 milyonun üzerinde ağaç dikerek oluşturduğu fındık tarlaları drone ile görüntülendi.
Bu son teknoloji ile bakılan fındık tarlaları sadece Avustralya'da değil Kanada başta olmak üzere birçok ülkede yer alıyor.
Her yıl Türkiye’deki üreticilerden fındığın neredeyse tamamını satın alan Ferrero şirketinin Türk fındığına alternatif arayışları böylelikle sonuç vermeye başlamış oldu. Bu durumun ilerleyen yıllarda Türk fındıkçılığını kötü şekilde etkileyeceği belirtiliyor.” Diyor.
Peki tarımın da, turizmin de başkenti Antalya’da kuşlar kullanılarak biyolojik bir savaş olabilir mi?
Ben başıboş hayvanlar için de aynı şeyi düşünüyorum.
Bir gün bunlar bize biyolojik savaş olarak geri dönebilir mi?
Biraz abartılı olacak ama dönebilir!