Ütopik hayal gerçek oldu “Yaşayan Kent Müzesi”

Geçtiğimiz günlerde Kepez Belediye Başkanı Sayın Hakan Tütüncü ile kapılarını açmasına günler kala Kepez Kent müzesini gezdik.

Uluslararası bir müze konsepti hazırlanmış. Peşinen emeği geçen herkese bir Antalyalı olarak teşekkür ediyorum.

Yıllar önce Gürcistan'a gittiğimde Tiflis'te iki ayrı müze gezdim. Çok eski bir taş bina içindeki ilk müze beni büyülemişti. Ama, derin sessizlik içinde o tarihi taş bina bana çok soğuk, içinde insan sıcaklığı olmayan bir yapı olarak hafızama kazındı. Yunanistan'da gezdiğim müze de harikaydı. Hele açık konsepti, bir başka güzeldi. Ama tarihin bir yerinde başlayıp, bir yerinde biten bir müzeydi. Yani devam eden bir tarihi müze değildi.

Almanya'da Nürnberg'deki müze de harikaydı konsept olarak. Ancak orada da tarihin bir noktasında kalmıştı. Nazi döneminde. Zaten müzenin konsepti nazi dönemine ithafen, Nürnberg mahkemelerinin görüldüğü stadyumun içindeydi. Hitler'in yaptırdığı İtalya'daki Colesseum'un taklidi stadyumun içinde gezerken, Alman tarihine yönelik hiçbir şey görememiştim.

Kepez Kent Müzesi konsepti işte benim hafızama kazınan bu tarihi takıntıya son vermiş. Dokuma fabrikasının kuruşuyla başlayan müze yolculuğu, seneler ilerledikçe koridorlarda ilerliyorsun. Türkiye tarihi, Türklerin yaşam tarihi, Antalya tarihi, Antalya'daki yaşam tarihi, sinemalar, antika arabalar, özel tarihi evraklar, matbaa, Antalya pamuğunun, zeytinin, turunç, portakalın süreci gibi aklınıza gelebilecek her şey var. Ve hatta Antalya denizinin altının bir kısmı birebir ölçütlenerek üç boyutlu olarak müzedeki yerini almış.

HEYECANLI BAŞKAN, YAŞAYAN MÜZE

Sayın Başkan Hakan Tütüncü, bir grup meslektaşımız ile birlikte müzeyi gezerken uzun süreden bu yana yurt içi ve yurt dışında birçok müzeyi gezdiğini ve bu müze için hazırlık yaptıklarını söyledi. Öyle heyecanlı anlatıyor ki, müze ile birlikte yaşıyor adam.

İşte anahtar kelime buydu. Yaşayan bir müze. Tarihin bir yerinde sıkışıp kalan değil, tarihi süreci yaşayan bir müze.

Bal mumundan yapılmış esnaf var mesela. Çok ama çok başarılı. Küçümsediğimden değil, lütfen yanlış anlaşılmasın. Resim yap desen, Cin Ali bile çizemeyen birisiyim. Ancak görsel hafızam ve sanatsal ürünler benim ilgi alanımdadır. Mesela herkes Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'in yaptığı "Balmumu heykel müzesi" ni çok beğenirler. Bende gezdim o müzeyi. Birkaç tane başarılı çalışmaların haricinde yaptığı balmumu heykelleri çok beğendiğimi, çok iyi bir sanatçılık eseri, bire bir olduğunu söyleyemeyeceğim. Ama Kepez kent müzesinde (Burada sanatçının ismini not almadığıma hayıflandım" bal mumu heykellerini kim yaptıysa çok başarılılar.  Cidden sanat eseri çıkarmışlar ortaya. Saç ve kıl örneklerinde gerçek insan kılları filan kullanmışlar. Zaten Eskişehir balmumu heykel müzesini gezenler ile Dokuma kent müzesindeki balmumu heykellerini görünce ne demek istediğimi çok iyi anlayacaklar.

Hakan Tütüncü'nün özel ilgi alanı müzeler. Gittiği her yerde ilk yaptığı işin o kentin, o ülkenin müzesini gezmek, müzelerde gördüğü yenilikleri, ideal olanların tümünü bir müzeci gibi Kepez Kent Müzesini hazırlarken uygulamış. Burada size Sayın Tütüncü'nün heyecanını şöyle anlatabilirim. Hani çok özel bir şeyi başarırsınız ve yakınlarınıza bunu gösterirken heyecanınız ve gururunuz vardır ya, işte tam o ruh hali içinde.

Antalya için ütopik bir hayali gerçekleştirmiş, ortaya bir şey çıkarmış ve şimdi onu Antalyalılarla ve bu müzeyi merak edenlere göstermenin, paylaşmanın heyecanını ve gururunu taşıyor.

Kesinlikle gidip görmeniz gereken, bir yer. Benim burada kısacık yazdığım şey size bir fikir veriyorsa, gördüğünüz zaman ne muazzam bir şeyle karşı karşıya olduğunuzu göreceksiniz.

ONLARDA AYNI HEYECANLA ÇALIŞIYORLAR

Hakan Tütüncü elbette tek başına bu işi yapmıyor. Müze için danışman profesörler filan devrede. Ama Müze müdürü olarak görev yapan Emrah Ünlüsoy diye genç bir adam var. Tanımanızı isterim.  Tütüncü'nün heyecanına yakın heyecan ile çalışıyor. Müzenin kuruluş ve yerleştirme aşamalarında Hakan Tütüncü ile tek tek objeleri toplamışlar, kafa yormuşlar, gecenin bir yarılarına kadar çalışmışlar.

Buradan başta Hakan Tütüncü olmak üzere Emrah Ünlüsoy ve Yaşayan müzeyi oluşturan tüm personeli bir Antalyalı olarak teşekkür ediyorum.

Not: Bende eski eserlere meraklı birisiyimdir. Gittiğim her kentin önce arka sokaklarını gezmeyi severim. Köhne dükkanları, arastalar benim mekanlarımdır. Müzeyi gezdikten sonra ailemden bana hatıra kalan, babaannemin kayınvalidesinden, yani büyükbabamın annesine ait el terazisi başta olmak üzere, çingili, bişkeki, kolan dokuma aletlerini ve zaman içerisinde kendi topladığım ne kadar eski, antik her şeyi bu müzeye bağışlamaya karar verdim. Bununla ilgili olarak evimde el yapımı baston koleksiyonum vardı. Bunların hepsini Kepez Kent müzesine bağışlayacağım. Sizde, sizden sonra başkalarının elinde heba olmasından korktuğunuz eski, antika aile yadigarı ne varsa bu müzeye bağışlamanızı tavsiye ederim. Hiç olmaz sa, oğlunuz, kızınız yarın başında kavga edeceğine o müzede nesiller boyu yaşasın. Herkes görsün ve sizi yad etsin.

(Belki bir gün o baston koleksiyonu yapmaya nasıl başladığımı anlatırım)

Manşetler

Araçlarını durdurup tekme tokat kavga ettiler
Ambulans helikopter 14 yaşındaki çocuk için havalandı
Elektrik kontağı evi kullanılamaz hale getirdi
Su deposuna düşen kadını itfaiye kurtardı
Bacağını çapa motoruna kaptıran şahıs ağır yaralandı
Trafikte tartıştığı adamı eşi ve kızının gözü önünde bıçaklayarak öldüren şahıs tutuklandı
Şehit Başkomiser Kamuran Üçgül Osmaniye’de toprağa verildi
Adana’da kafedeki yangın korkuttu
Dolmuşun açık bırakılan kapısından düşen kadın hayatını kaybetti
Trafikte tartıştığı kişiyi eşi ve kızının gözü önünde bıçaklayarak öldüren zanlı adliyeye sevk edildi