Önceki gün akşam saatlerinde CHP Genel Merkezinden gelen bir telefonda görüşme için genel merkeze davet edildim. Bu nedenle ani bir kararla sabah 09.50 uçağına bilet aldım ve dün Ankara’daydım.
Ankara’nın sıcağı artık Antalya’yı aratmıyor, onu fark ettim. Bir gün önce yağmur varmış ama daha uçaktan inip, havalimanından çıkınca acayip bir yağmur sonrası sıcağı karşıladı.
En son milletvekili seçimleri sırasında gitmiştim. CHP Genel merkezine ulaştığımda seçim dönemindeki o hareketliliğin, o kargaşa, insan ve araç trafiğinin yerini sessizlik ve sakinlik almıştı.
Genel merkezin içerisinde değişik bir sessizlik hakimdi. Randevu saatime biraz vardı. Bu nedenle katlar arasında tanıdıkları dolaşmaya başladım ama genel merkez adeta boşalmış dostlar.
Genel Merkezde çok az kişi vardı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu İstanbul’da olduğu için, CHP Genel Sekreteri Neslihan Hancıoğlu, Genel başkan Yardımcıları Bülent Kuşoğlu, Faik Öztrak, Ahmet Akın ve Zeynel Emre’den başka kimseler yok gibiydi.
Bayram öncesi Genel Merkezi ziyaret eden Ümit Uysal’ın, Muratpaşa Belediyesi ve Ümit Uysal yazılı şeffaf Atatürk temalı masa üstü mini büstü hemen her yerde gördüm. Elbette yanında yine Muratpaşa Belediyesi ve kendi ismi yazılı minik not kağıtları hemen her sekreterin, yetkilinin masasında bulunuyordu.
Bir süre sonra dışarda kornalar, siren sesleri duyunca kalkıp, pencereden aşağı baktım. Meğer Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan ve destekçileri saat 17.00’da CHP genel merkez önüne geleceklermiş, polis hazırlık yapıyordu.
Polis dediysem de yaklaşık 8-10 trafik polisi trafiği düzenlemeye çalışıyor ve ana yolun açık kalması için çabalıyordu. 5-10 tane de karakol polisi gördüm.
Görüşmelerimi tamamlayıp, hızla genel merkezden ayrılmak istedim. Zira dışarda araç trafiğinden, kalabalıktan çıkamam diye düşünüyordum. Dışarı bir çıktım, tam Tanju Özcan’ın geleceği saate denk gelmişim. Ama benim zannettiğim kadar, medyanın abarttığı kadar bir kalabalık filan yoktu. Elbette 100-300 kişi toplanmış olabilir tam sayıyı bilmiyorum çünkü. Ama öyle binlerle ifade edilen kimse yoktu yani.
Azıcık da dedikodu yapayım size.
Sohbet-muhabbet bir öğreniyorum ki, CHP 8. Sıra milletvekili adayı Hasan Ercüment Taşdemir bir gün önce genel merkezdeymiş.
Genel Merkezi ziyaret eden bir başka isim ise CHP İl Başkan Yardımcısı Selçuk Koçnebioğulları olmuş.
CHP’de il kongresi var, ilçe kongresi var, parti meclisi, yerel seçimler var. Sizin anlayacağınız, yeni dönemde boşalacak ve dolması beklenen önemli koltuklar var.
Kiminle ne görüştü diye merak edenleriniz olmuştur. Çok ama çok güzel ve verimli görüşmelerim oldu. Çok önemli bilgiler edindim.
Gazetecilik faaliyetinin dışına çıkmamaya özen gösterdim.
Ama bunları şimdi yazmak ve açıklamak için erken. Bazen bir haberi tam zamanında yapmak en doğrusudur.
Geçen Netflix’de “Güneşin karanlığında” diye bir avukat üzerine kurulmuş, hukuk, suç ve macera temalı bir dizi izliyorum.
Bir sahnesi hafızama kazındı.
Avukatın ofisinde bir tabelaya dört boyutlu işlenmiş ağzı açık, büyükçe bir balık heykelini duvara monte etmişler.
Altında ise kısa bir açıklama vardı. “Çenemi kapalı tutmuş olsaydım, burada olmazdım” diye yazıyordu.
Bilmem anlatabildim mi?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.