YAŞANMIŞ VE HALA YAŞANAN OLAY

Bu gün sizlere ülkemizin ne kadar sahipsiz, ormanlarımız, meralarımız yabancılar tarafından işgal edilip, zapt edilirken yetkililerimizin ve insanlarımızın ne kadar ürkek olduğunu size örneklerle anlatmaya çalışacağım.

Valilik Basın bürosunda görevli arkadaşlar sizden ricam bu yazımı Valimiz Sayın Hulusi Şahin’e lütfen iletiniz.

Yaşanmış ve halen yaşanan olayın tersine versiyonudur.

Bu gün bir Türk olarak Almanya’ya gitmiş olsam. Almanya’nın turizmle ünlü bir şehrinde gözüme kestirdiğim bir orman arazisine girip, kafama göre etrafını çevirip buraya konteyner ve değişik yapılar yaparak, kulübeler kondurarak köpek barınağı yapsam, bulduğum köpekleri buraya doldursam, Alman Hükümeti, o kentin valisi, o kentin belediyesi, Tarım ve ormandan sorumlu yetkilileri, polisi, savcısı ve hakimi bana ne gibi bir yaptırım uygularlar?

Veya hepsini geçelim ben böyle Almanya’da ormanın içine bu faaliyetlerimi yaparken o bölgede yaşayan Alman vatandaşları bana ne yaparlar?

En kibar haliyle yazacağım: “Ya hu sen kimsin? Türkiye’den gelip, Almanya’nın yani benim ülkemin ormanlarını böyle tahrip edemezsin, kulübeler koyup hiçbir işe yaramayan köpekleri buraya dolduramazsın. Çok istiyorsan git Türkiye’de yap. Kendi ülkenin insanları kıymetli de bizim insanlarımız canı patlıcan mı” demezler mi?

Almanya’da güya başıboş köpekleri toplayacağım diye ormanın içine kafama göre böyle barınak yaptığım için o bölgede bulunan Alman vatandaşları beni istemediği için bir de Türkiye basınına beyanatlar verip “Ooo bu Almanlar çok fena, kötü insanlar, bizi istemiyorlar. Yardıma ihtiyacımız var. Türkiye hükümeti ve halkı bize sahip çıksınlar ” diye bir de Almanya’yı kötülesem iyi olur değil mi?

Tüm bunların hepsi ülkemizde yani Türkiye’nin turizm başkenti dediğimiz Antalya’da gerçekleşiyor!

Alman vatandaşlarının çoğunlukta olduğu Antalya’da ‘Kuyahder’ diye bir dernek kurmuşlar.

Orman arazilerimizi zabt etmişler.

Kendi ülkelerinde sokakta başıboş hayvan beslenemez yasasına asla karşı çıkmayan, çıkamayan Alman vatandaşları bizim ülkemizin cennet köşelerini böyle işgal ediyorlar.

Buna karşı gelen üç-beş bilinçli vatandaşımız karşı çıktı diye bir de ortalığı ayağa kaldırıp, Almanya’nın Türkiye’ye müdahale etmesini istiyorlar.

Görüntüleri izlerken dişlerimi gıcırdattım.

X’de '@elmyra24” diye bir kullanıcı yayınladı görüntüleri.

Merak edenler izleyebilirler.

Bu arada kendi düşüncemi söyleyeceğim.

Almanlar, gidip Türkiye’ye başı boş köpek besleyeceğiz diyecek kadar aptal olamazlar.

Şunun altını çizmeliyim ki, küresel bir saldırı altındayız.

Böyle komplo teorilerine pek sevmezdim ama pandemiden sonra bazı şeyleri yaşadıkça inanmaya başladım.

Ülkemizin iç bölgelerimizde keneler, kıyı şeritlerinde yani turizmin olduğu bölgelerde başı boş köpekler.

Yılda kayıtlı olmak üzere yarım milyon insan başı boş köpekler tarafından ısırılıp, kuduz aşısı yapılıyor.

Almanya’daki bazı çevreler tarafından fonlanan ülkemizdeki başı boş hayvan dernekleri eliyle hiçbir işe yaramayan sayıları milyonları aşan başı boş köpekleri beslemek gibi bir dertleri olacağını düşünmüyorum.

Benimki bir hissiyat ama ülkemizdeki bu gibi Alman vatandaşlarının bir çoğundan biyolojik savaş için hazırlandıklarına dair şüphelerim var.

Başı boş köpekleri canlı tutmaya ve onları beslemek için bu kadar çabanın tek bir amacı olabilir.

Bunu da önümüzdeki yıllar içerisinde yaşayarak göreceğiz.

Nedense bana 2. Dünya savaşında ingilizler tarafından kullanılan fareleri aklıma getirdi.

İngilizler yakaladıkları tüm farelerin karınlarını açıp özenle içlerine bomba yerleştirmişler. Özenle karınlarını dikmişler. İçi bomba dolu ölü fareler Almanların kullandığı kömürlerin arasına yerleştirilmiş. Kömür kazanına atılan ölü fareler yüzünden Almanlar epey zaiyat vermişlerdi.

Şimdi bilim gelişti.

Öyle füze atalım, bomba koyalım derdi olmadan yüzbinlerce vatandaşımızı bulaştırılacak bir virüsle yok etmemeleri için hiç bir neden yok diye düşünüyorum. 

Dört bir yanımız ateş çemberindeyken bunu düşünmemek elde değil!