Muhittin Başkana mektuplar-1
Torosların evladı, yörüklerin gururu, saygıdeğer Antalya Büyükşehir Belediye Başkanım Muhittin Böcek. Öncelikle selam eder, sağlık ve sıhhatinizin iyi olmasını dilerim.
Sayın başkanım, biliyorum yükünüz çok ağır, yoğunsunuz. Girintisi çıkıntısıyla 640 kilometre sahil bandı, 20 bin 177 km² sahip yüzölçümü ve km² başına 130 kişinin yaşadığı 2 milyon 700 bin civarında yerleşik nüfusu olan, ancak yılın 12 ayı gelen turistlerle birlikte ortalama 25 milyonluk bir kenti yönetiyorsunuz.
Sayın başkanım yüksek hoşgörünüze sığınarak beyan etmek isterim ki, Antalya maalesef son yıllarda “Saldım çayıra, mevlam kayıra” oldu.
Sokaklar işgal altında. Kaldırımlar işgal altında. Denetim yok.
En basitinden bir şey söyleyeyim size, hani MarkAntalya’nın önünde-arkasında sizin yüksek müsaadelerinizle kondurulan büfeler, izin verilen alanın 5 katına çıktı. Adamlar enine,boyuna, dikine yayıldılar. Her şeyi bırakın büfe olarak konulan o gecekondumsu ve şehircilik adına bir garabet olan bu yerlerde artık pastanelerde satılması gereken tatlılar bile açıkta satılıyor.
Hijyen mi?
O da ne demek?
İl Tarım müdürlüğü yetkilileri yan gelmiş yatıyor. Bari siz halkın sağlığı konusunda bir adım atın.
Sizin büfeyi verdikleriniz partinizin gözdeleri iyi bir kar ile buraları devir ettiler. Haberiniz olsun. Yani demem o ki, denetlemenizde ve yasal sınırları içine çekmenizde önünüzde bir engel kalmadı.
Başıboş hayvanlar ayrı bir sorun.
Her tarafa başı boş köpek ve kediler dolu. Turizm mevsimi başlamadan bir kuduz vakasının başlaması Antalya’nın turizminin ne kadar etkileneceğini siz düşünün.
Üç-beş marjinal mama lobisinin elemanlarına yaranacağım diye itlaf cümlesini bile duymaya tahammül edemediğiniz bu dönemin ardından, topluca itlafların geleceğini görebiliyorsunuzdur.
Serik’te başıboş köpeklerden kaçarken kamyonetin çarptığı Mahra Pınar Melin’in kopan bacağına baktığı sahne gözümün önünden gitmez.
Daha dün yine Serik’te Belek caddesinde başıboş köpeklerden kaçarken yine bir çocuğa motosiklet çarptı.
Ayrıca onlarca tüyü bitmemiş yetim için harcanması gereken belediye bütçesindeki milyonlar, bekçilik yapmaktan başka hiçbir işe yaramayan başı boş köpekler için 5 yıldızlı barınma evi yaptınız. Ve hala da tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan belediye bütçesinden milyonlarca lirayı başıboş hayvanları beslemek için mama alıyorsunuz.
Hani siz tüyü bitmemiş yetimin hakkını savunacaktınız?
Saygıdeğer başkanım, bir gün varyantın oradan geçerken 7 Eylül 2024 tarihli ve 32655 sayılı resmi gazetede yayınlanan korunması gereken alanın başına, büfe ve çay bahçesi inşaatını görebilirsiniz. Çivi dahi çakılması yasak olan ve daha önce 30 m2 prefabrik büfe varken, şimdi devasa betonarme bina yapıldığını, parkın bir bölümünün üzerini kapatarak kendi kullanımlarına dahil ettiğini görebilirsiniz.
Hastane tarafından gelirken sizi eşsiz bir deniz manzarası karşılarken, artık sadece garabet bir betonarme bina karşılıyor.
İnşaat halen devam ediyor sayın başkanım.
Buna kim izin verdi inanın bilmiyorum.
Sayın Başkanım sık sık yurt dışına çıkıyorsunuz ve bir şehrin en güzel yanlarını görebiliyorsunuz.
Antalya’mızda Allah vergisi güzelliğini kimse inkar etmiyor. Ama kent estetiği ve şehircilik açısından en önemli yer olan Cumhuriyet Meydanında müzik eşliğinde su gösterisi düzenleniyordu.
İnternete girin tur firmaları veya çeşitli platformlarda “Antalya’da ne yapılır?” bölümünün başında “Cumhuriyet meydanında müzik eşliğinde su gösterisi izleyin” diye yazıyor hala.
Göreve geldiğiniz günden bu yana insanların saat tam 20.00’de beklediği o gösteri artık kaldırıldı.
Orada müzik de çalmıyor, fıskiyelerde çalışmıyor. Havuz’un kenarları kırık, temizlenmemiş, pis bir görüntü içinde borular uzanmış kalmış.
Seramik sanatçısı Tufan Dağıstanlı tarafından yapılan Cennet Kuşları heykelleri de artık yok!
Çalındı mı?,
Depoya mı kaldırıldı bilinmiyor!
Aynı şekilde Attalos heykelinin önündeki yer altından gelen fıskiyelerde çalışmıyor. Yaz aylarında özellikle çocukların en büyük eğlencesiydi.
Ha bir de sevgili başkanım Tophane’de ANET çok güzel bir çay bahçesi işletiyor. Burada çay 20 lira. Denize karşı özellikle emeklilerin ve orta gelirli vatandaşların gözde mekanı.
Amma gel velakin, Vakıflar Bölge Müdürlüğünün özel bir şahısa kiraladığı tuvalet 50 lira!
Çay içiyorsun 20 lira, çıkarmaya 50 lira!
Vakıflar Bölge Müdürü Nurullah Pervaneli o tuvaleti vatandaş için size verir mi bilmiyorum ama bir deneseniz!
Devam edelim başkanım
Çamlıbel Mahallesi’nde “Kültür çadırı” kurulmuştu Menderes Türel döneminde.
Dar gelirli vatandaşların yaşadığı bu bölgenin özellikle çocukları kültür ve sanatla tanışması için Belediye tiyatrosu sahne alıyordu. Ne bileyim ücretsiz konserler filan veriliyordu.
Sonra siz göreve gelince burası kaderine terk edildi.
Brandası eski, yırtılmış, dökülmüş ama demir iskeleti sağlam. Çamlıbel Mahalle Muhtarı Ramazan Çatal, devletin malını hurdacılardan korumak için çabalayıp duruyor. Mubim üzerinden istek ve talep atıyormuş, ret ediliyormuş!
Ulaşım tam bir fiyasko!
Eskiden şoförlere nezaket dersi filan veriliyordu. Şimdi ellerinde tespih çeken kaba-saba şoförler, yaz geliyor çalışmayan klimalar, kafasına göre duraklarda durmamalar filan. Hak getire ulaşım hak getire!
Bu konudaki çabanızı görmezden gelemeyiz. Vatandaşın mağdur olmaması için elinizden gelenin fazlasını yapıyorsunuz. Bu nedenle Otobüsçüler Odası Yasin Arslan’a taviz üzerine taviz verdiniz. Gak deyince belediye bütçesinden destek, guk deyince zam yaptınız.
Ama bunlar şımardıkça, şımarıp başınıza çıktılar.
Otobüsçüler Odasına bedava ofis bile tahsis ettiniz.
Sonuç?
Bu adamlar gücü sever. “Ulaşımı durdurur, sana seçim kaybettiririz” diye ellerinde sihirli bir sopayı sürekli gösterip duruyorlar.
Neredeyse kullanımdan kaldırılacak 30-40 yıllık otobüsleri size kakalayıp, karşılığında ne talep ettiklerini az çok biliyoruz.
Şöyle bir silkelenin sayın başkanım.
Sahilleri hiç sormayın sayın başkanım. Eskiden şortlu zabıtalar vardı. Bisikletli, atlı polisler vardı.
Nereye kayboldular anlamıyorum.
Şimdi her şey başı boş!
Midyecisi, çekirdekçisi, simitçisi gazozcu dolu plajlar.
Hintlilerin berbat sokak lezzetleri gibi bağıra, bağıra satış yapmaya çalışıyorlar.
Sizin güvenlik olarak koyduğunuz arkadaşlar “Elinde bıçak-mıçak olur” diye korkularından yanlarına bile yanaşmıyorlar.
Bence haklılar!
Bunlar gibi neler, neler var bir bilseniz!
Sizden talimat gelmeden kimse belediyeden dışarı adım atmıyor.
Ne zabıta, ne imar, ne gıda
Denetim sıfır!
İş yapma sıfır!
Hizmet sıfır!
Size karşı göz boyama 10 numara
Neyse Saygıdeğer başkanım bu gün biraz uzun oldu yazım.
Baki selamlarımla. .
NOT: ABB'nin kendisine tahsis ettiği maaş kartını bankamatikten kullanan ve Kepez Belediye Meclis üyesi olarak görev yapan Barış Şenyurt sevenler, bana laf yetiştireceğinize sorun bakalım bu arkadaşa göreve geldikten sonra eşini de Kepez Belediyesinde işe aldırmış mı?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.