1
  • BIST 9915.62
  • Altın 2439.282
  • Dolar 32.4246
  • Euro 34.6533
  • Antalya 20 °C

HİZMET YOK

Teslime Tosun

Bu gün başıma gelen ilginç bir olayı sizlere yazmak istedim.

Yazı biraz uzun oldu.

Okumak istemeyenlere gönül koymam.

Geçtiğimiz hafta zangır zangır bir sesle adeta yatağımdan fırladım. Oturduğum blok neredeyse yerinden oynuyor, o darbeli matkap sesi her yeri çınlatıyordu.

Biliyorsunuz daha geçtiğimiz günlerde 11 ilimizde korkunç bir deprem yaşadık. Ve bu bizde büyük travma yarattı. Apartmanların çoğunluğunun altlarda bulunan dükkanların kestiği kolonlar nedeniyle yıkılmıştı.

Darbeli matkap ile herhalde bir çerçeve asmak için vida yeri açılmıyordu.

Aklım çıktı

Hemen aşağı indim. İşçiler ellerinde darbeli matkaplarla bir duvarı indiriyordu. İşçiler ile konuşabileceğimiz konu çok kısıtlı. “Biz ev sahibi ne diyorsa onu yapıyoruz” dediler ve işlerine devam ettiler.

Konyaaltı Belediyesi Basın bölümünde çok değer verdiğim kardeşim diyebileceğim Hasan Demirbaş’ı aradım. Konuyu aktardım ve hemen zabıta yönlendirmesini rica ettim.

Kardeşim Hasan bey, hem zabıtayı hem de ilgili imar birimini bilgilendirerek daha fazla zarar verilmeden olaya müdahale edilmesini sağlamaya çalıştı.

Evet, sağolsun Konyaaltı Belediyesi zabıta ekipleri yaklaşık 20 dakika veya yarım saat içerisinde geldiler ve olaya müdahale ettiler.

Herkes evinde tadilat yapabilir. Boya yapar, balkonunu düzenler, fayansını değiştirir; mutfak dolaplarını, banyosunu, akarını, kokarını düzenlemek isteyebilir.

Elbette bunları binanın taşıyıcı kolonlarına zarar vermeden yapabilir.

Ben bunların hiç birisine karşı değilim. Benim gibi komşularımın da temiz ve düzenli bir evde yaşama hakları var.

Tepemin tasını attıran konu bambaşka

Zabıtanın olaya müdahalesinin ardından yaklaşık 1 saat sonra kapımız çaldı ve tadilatı yapan komşumuz karşımdaydı.

Yaptığı tadilata müdahale edilince elbette hemen Konyaaltı Belediyesi Zabıta Müdürlüğüne gitmiş.

Konyaaltı Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ise yeni komşumuza benim ismimi vererek, “Gidip konuşun, ikna edin. Bundan sonra şikayet etmez ise işinize devam edin” deyip bana göndermişler.

Düşünebiliyor musunuz?

Zabıtanın bu akıl almaz tavsiyesi ve ismimi vermesi nedeniyle komşum bizi iknaya geldi.

Ne diyebilirim ki?

Komşu haklı!

Bilinçli ve nazik birisi çıktı da “Sen nasıl şikayet edersin?” diyerek ağzımı burnumu kırmaya çalışmadan kibar bir şekilde kolonlara dokunmadıklarını, bazı duvarları kaldırıp, balkonu düzenlediklerini anlattı. “Eğer kolon kesersem, en ufak sarsıntıda bina benim ve çocuklarımın üzerime yıkılacak. Öyle şey yapar mıyım?” dedi.

Komşuma inandım. Başka çarem yoktu.

Ayrıca artık bundan sonra aynı blokta oturuyoruz ve her gün yüz yüze bakacağım birisine nasıl düşmanlık edebilirim ki?

Burada irdelenmesi gereken şey zabıtanın yaptığı eylemdir.

Hadi bizim yeni komşumuz nazik ve kibar birisi yerine hödük birisi çıkmış olsa, adam “Nasıl şikayet edersin” diyerek daha kapıyı açar açmaz ağzımı burnumu kırmış olsa, elinde bıçakla beni bıçaklamaya kalksa ne olacaktı?

Allah korudu 

Zabıta, hedef gösterir gibi nasıl şikayet eden komşunun ismini verebilir ya hu?

Geçtim onu, Konyaaltı Belediyesinde kimi tanıyorsak söyledik. Yanıbaşımızdaki meşhur Fenix inşaat yolumuzu adeta kullanılamaz hale getirdi.

Geçtiğimiz yıl inşaat çukuru nedeniyle yolun bir kısmı çöktü. Bu nedenle bariyerlerle kapattılar. Çift şerit yolumuzun tek şeridi kapanması o kapanma. Bir daha açılmadı.

Geliş yolumuz fenix inşaatın inşaat sahası haline dönüştü. İnşaat firması da kullandığı için bizim yol serbest bölgeye doğru 10 metre yanlamasına kaydı. Ama yine fenix inşaatın araçları, malzeme getiren tırları, kepçeler, forkliftler ve çeşitli inşaat araçları nedeniyle geliş-gidiş olan yolumuz artık yok ve biz bunların aralarından ana yola çıkmaya çalışıyoruz.

 

Site sakinleri olarak bunlardan çekmediğimiz kalmadı. Bir gün inşaat için kazarlarken fiber internet hatlarımızı kopartırlar. Başka bir gün suyumuzu patlatırlar.

Sitemizin önündeki yeşil alanımız vardı. Henüz yapılmamıştı ama yine de içinde Kıbrıs akasyası ağaçlar filan vardı. Şimdi oraları alt yapı için kazmışlar. Ağaçları söküp ceset gibi atmışlar. Yeşil alan park olarak gözüken ama aslında fenix’sin inşaat sahası haline gelen yerde molozları yığmışlar.

O yeşil alandan artık hiçbir şey kalmamış.

Kime ne söylediysek Fenix inşaatın dokunulmazlığı ile karşı karşıya geldik.

Bunları da geçelim.

Tam serbest bölge kavşağında eski Telekom binasının müstecirlerinin inşaatı nasıl taşırarak, devasa bir cafeye çevrildiğine bir bakın.

Mesleğimizin duayenlerinden hayvan ve doğa aktivistlerinden Yeşim Ersoy ablamız gördükçe kendi sosyal medyasından yayınlıyor. Konyaaltı sınırları içindeki yolların kapatılmasını, kaldırımdaki ağaçların çevresini hiç hava ve su almayacak şekilde kapatanları, yerini genişletmek isteyen esnafın masa sandalye attıkları kaldırımlardaki ağaçları kurutmak için üzerine nasıl şemsiye geçirdiklerini onlarca fotoğraf ile ara ara yayınlıyor.

Peki bunların karşısında ne oluyor derseniz

Hiçbir şey!

Konyaaltı belediyesinin ne zabıtası, ne park bahçeler müdürlüğü ne de başka bir birimi hiçbir olaya müdahale etmiyor.

Elbette bir şey yapılıyor. Bunları gören, fotoğraf çekip ilgili birime gönderen Yeşim Ablamızın artık mimlendi ve ona deli kadın muamelesi yapılıyor.

Bunların hepsini geçelim. Tam belediyenin karşısında. Başkanın kendisi de dahil, görmemelerinin imkanı-mümkünatı yok.

Tam belediyenin karşısındaki yolun yeşil alanları içler acısı.

İşletmeler yeşil alanı ve kaldırımı yok etmişler. Bir balık restorantı var. Allah sizi inandırsın yeşil alandaki ağaçları yok edip kaldırımla birlikte üzerine devasa platform yapmış. Müşterilerine ambiyans yapmış.

balikci-bulent.jpg

Simitçisi, cafe işleteni herkes kaldırımı ve hemen bitişiğindeki yeşil alanı hüplemişler. Bir tek kreş kaldırımı ve yeşil alanı olduğu gibi bırakmış. O’nun müşterileri farklı tabi.

Konyaaltı Belediyesinin zabıtası, imarı, park bahçeleri gibi bir sürü birimi ilgilendiren o yoldaki işletmecilere “Ne yapıyorsunuz siz kardeşim” diyen yok, olmadığı gibi belediyedekiler onlara nasıl hizmet ederiz derdinde.

Şimdi bunu yazdım ya sayın zabıta yetkilisi, park bahçeler yetkilisi oradaki balıkçıya, kafeciye, simitçiye gönül rahatlığı ile ismimi verebilir ve beni hedef gösterebilirsiniz. Hiçbir sıkıntı yok.

 

Çok sevdiğim ve saygı duyduğum Sayın Konyaaltı Belediye Başkanım Av. Semih Esen, haddim olmayarak, şunu söylemek istiyorum. Bazı genel başkan yardımcılarının amcaoğlu, teyzeoğlu, yeğenini ne kadar önemli görevlere getirirseniz getirin, hangi genel başkan yardımcısının kardeşini meclis üyesi yaparsanız yapın ama belediye hizmetleri sadece onlarla yapılmıyor.

Genel merkezdeki etkili genel başkan yardımcılarının yakınlarını göreve getirirken elbette hesabınız, kitabınız var ama lütfen diğer birimlerinizi de bir gözden geçirin.

Saldım çayıra-mevlam kayıra hesabı başında bulunduğunuz belediyeniz maalesef hizmet kalitesi çok çok kötü.

Belediye, belediyeciliğini unutmuş!

Hizmet yok, çalışma yok!

Konyaaltı İlçesi sadece deniz kenarındaki sitelerden-işyerlerinden ibaret değildir. Onlara istediğiniz gibi tolerans gösterip, oylarını alabilirsiniz.

Ama 580 daire ve yaklaşık 4-5 bin civarında sakinleri olan sitemizde yaşayanlar yerel seçimler bir gelsin diye bekliyorlar.

Haberiniz olsun

 

Bu yazı toplam 3430 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 1
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Yazarın Diğer Yazıları
    Tüm Hakları Saklıdır © 2018 Antalya Haberal | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.