1
  • BIST 10965.1
  • Altın 5775.758
  • Dolar 42.5155
  • Euro 49.5949
  • Antalya 14 °C

ORTAYA KARIŞIK OLDU

Teslime Tosun

Güzel bir hafta geçirmenizi dileyerek bu haftanın lk yazısına başlayalım.

 

Tutuklu bulunan ABB Başkanı Muhittin Böcek’in sağlık durumunun gittikçe kötüleştiğini duyuyoruz.

Cezaevi şartlarında eğer yanlış bilmiyorsam klimasız bir odada kalıyor.

Nitekim kendi sosyal medya hesabından da bu yönde bir açıklama geldi. Geçirdiği rahatsızlığın kalıcı hasarları olarak astım krizleri tetiklenmiş. Bilindiği üzere kronik şeker ve tansiyon hastasıydı. Buna ek olarak böbrekleri iflas etme noktasına gelmiş. Zaten tutuklanmadan birkaç hafta önce anjiyo olmuştu.

Elbette yüce mahkeme karar verecek ama ev hapsi ile tahliye edilmesi gerektiğine inanıyorum.

Koskoca başkan, kaçacak, göçecek hali yok.

İddialar ve dosyalardan hariç yazıyorum. Eğer bir suçu var ise, Muhittin Başkan bunun hesabını elbette mahkeme huzurunda verecektir.

Yüce mahkeme Muhittin Böcek’i yargılamak istiyorsa kesinlikle yaşatmak zorunda. Yüksek güvenlikli ağır cezaevi şartlarında daha fazla dayanamaz.

Allah göstermesin, Allah uzun ömür versin de Muhittin Böcek cezaevinde ölürse yargılayamayacaksınız.

Yeni demem o ki, Muhittin Böcek’i yargılamak istiyorlarsa yaşatmak zorundalar. Yaşatmak için de o cezaevinden çıkarmaları gerekiyor.

 

İNCİNMİŞLER!

Günlerdir okuyorsunuz, meslektaşlarım yazıyor ANET’deki olayları.

Bir açıklama yapmışlar Rüştü Peker ve Nuri Cengiz ikilisi..

Yaptıkları açıklamada “Böyle bir şey yok” demiyorlar, diyemiyorlar ama “Et sattık ama bir sorun neden yaptık. Kimse bize mal vermiyordu. Ekmek musaf çarpsın ki sırf hizmet aksamasın diye yaptık” minvalinde bir açıklama.

Açıklamalarında klasik cümleyi kurmayı ihmal etmemişler. “Hakkımızda yazanlar hukuk önünde hesap verecek” diye.

Canıııım, kıyamam ya. Yazılanlar sizin ruhunuzu mu incitti!

 

BUNA NE DEMELİ?

 

Geçtiğimiz aylarda bir vatandaş aradı ve Muratpaşa Belediyesinden haksız yere mobbinge uğradığını iddia ediyordu.

Ama bunun yanında belediyede Sosyal Yardım İşleri müdürünü, orada görev yapan şoför arkadaşlarını veya ne bileyim başkalarını şikayet edip duruyordu.

Yok alkollü araba kullanmış, ehliyetini kaptırmış da yine de çalışmış filan.

Turunç masada çalışanlar bir arabayla alkollü olarak bir petrolde görülmüşler v.s gibi

Bunları yazmamı istiyor benden.

Ne zaman olmuş, ohooo aylar önce. .

Başımdan savmak için “Böyle şeylerin belgesi gerekir” dedim. Cimer’e şikayet etmiş. Savcılığa suç duyurusunda bulunmuş bunu da bana belge olarak gönderdi.

Ben yazı yazarken vicdan süzgecinden geçiririm.

Olmuş, bitmiş üzerinden aylar geçmiş. Herkesin evi, çoluğu çocuğu var.

Bir türlü bu konuyu yazmak içimden gelmedi. . Ne kadar dikkatimi versem de içimden bir his yazmamı engelledi.

İntikam almak isteyen gammazcı birisine maşa olmak istemedim.

Ama adam yakamı bırakmadı. Her gün arıyor, her gün mesaj atıyor. CHP İlçe yönetiminde bulunan bir kadın avukatın adını veriyor “Kesinlikle Teslime hanım yazması gerekiyor” diyor filan.

Bir ara “Teslime hanım bu habere ücret verecekmiyiz?” diye bir şey yazdı. Görmezden geldim.

Adam ara vermeden devam ediyor. “Teslime hanım gene üzerimize gelmeye başladı başkan yardımcıları. Ne olur yazın artık şu yazıyı herkes aynı şeyleri söylüyor.”

“Kusura bakmayın Teslime hanım rahatsız ediyorum sizi. Bizim de şu haberimizi yapsanız biz ücreti neyse versek. Büyükşehirdeki yazınız büyük ses getirdi”

Ve bu sabah “Teslime hanım günaydın haber için ne kadar ödeme yapmamız lazım? Diye.

Artık tepemin fazlasıyla tası attı.

Cevap verdim “Kardeşim geçtiğimiz günlerde de aynı şeyi yazdın. Ne ödemesi? Senden böyle bir talepte bulundum mu ben? Bir daha bana böyle bir şey yazma. Tek gazeteci ben miyim? Gidin başka gazetecilere onlar yazsın. Benim kafama yatmadı bu kadar basit. Siz şahsi intikam peşindesiniz ve ben buna maşa olmak istemiyorum. Terbiyesizliğin lüzumu yok” dedim.

Adamdan cevap “Meclis üyesinin giydiği elbisesini haber yaptınız ama bizim şahsi değil, bu önemli bir haber siz bilirsiniz. Biz intikamımızı adli yolla alıyoruz zaten. Cimer savcılık devrede. Teslime hanım parayla haber yapıyor dediler bizde ondan dolayı dedik” diye ukalaca bir cevap.

 

“Kim böyle bir şey söyledi isim verin bana” diyorum. Adamdan cevap, “Kaç kişiye sorduk teslime hanım haber yapmak için para istiyordur yoksa şimdiye kadar çoktan patlatırdı haberi dediler”

Ben ısrarla isim istiyorum arkadaş isim vermiyor.

Şimdi Muratpaşa Belediyesinin değerli yetkilileri beni ararsanız başkan yardımcılarını, müdürünü, omuz omuza çalıştığı mesai arkadaşlarını gammazlayan bu adamın ismini vereceğim. Ama tek bir şartla.

“Teslime hanım para istiyordur yoksa şimdiye kadar haberi patlatırdı haberi” diyeni söyletmenizi istiyorum.

Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal babamın oğlu değil, oradaki müdürü tanımam etmem.

Sadece vicdanen birisinin şahsi intikamına maşa olmak istemedim. Bu kadar basit.

Herkes gibi benim de bir onurum, gururum var.

Böyle bir terbiyesizlik yok kardeşim ya. .

Ben haber kaynaklarına sadık bir insanım. Bu nedenle mahkemelerde sürünmüş birisiyim. Ceza almayı göze aldım ama asla haber kaynağımı açıklamadım.

Güven çok önemlidir. Zira haber kaynağımın güvenini kaybedersem onunla birlikte annesi, babası, dayısı hesaplarsanız yüzlerce insanın güvenini kaybetmiş olursunuz.

Ama bu olayda terbiyesizlik tavan yaptı.

Bunu bana kimse söyleyemez. Söyleyen varsa alnını karışlarım.

İşte bu nedenle kim ne söylediyse ortaya çıkması lazım ben de hedefime ulaşayım.

Bu yazı toplam 3577 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2018 Antalya Haberal | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.