Geldik mi Salı gününe. .
Günler ne çabuk akıp gidiyor.
Meslek hayatımda en çok korktuğum şey maalesef akli melekelerinin yerinde olmadığına dair şüphelerim bulunan Ebru Küçükaydın’ın başına geldi.
Küçükaydın bir yıl önce Gülşah Durbay ve CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel’le ilgili ilişki, kürtaj ve bacak kırılma gibi olayları açıkladığında “Yürekli, kahraman gazeteci” payesi veriliyordu.
O bu süreç içinde Antalya’da ahkam kesmeye devam etti.
“Beni mahkemeye veremezler. Elimde belgeler var” derken Gülşah Durbay’ın açtığı davadan 1 yıl 9 ay 25 gün hapis cezası aldığı ortaya çıktı.
Rahmetli Gülşah Durbay, 15 Ekim 2025 tarihinde, ölmeden önce kendisine iftira atanların ceza aldığını gördü ve ruhunu ondan sonra yaradana teslim etti.
Ne zaman ki, Gülşah Durbay genç yaşta hayatını kaybetti, ülkenin en nefret edilen kişisine dönüştü.
Sosyal medyada yazılanları bir görseniz.
Aman Allah’ım herkes içindeki nefreti adeta kusuyorlar.
Daha düne kadar arkasında duranlar, sırtını pışpışlayanlar ortadan kayboldular.
İddiaya göre yüksek tansiyona bağlı kalp krizi geçirmiş!
Vallahi ne yalan söyleyeyim buna da pek inanamıyorum.
Nitekim, aldığım bilgiler maalesef bu yönde. .
Tıpkı daha önce “Büromuza ülkücü bıyıklı kişiler baskın yaptı. Oğlumu tartakladılar” diyerek Antalya polisini oraya yığdığı gibi.
Hiçbir şey çıkmadı. .
Tıpkı “Güllük caddesinde arabama taşlı saldırı” diyerek polisi harekete geçirdi.
Yüzlerce kamera olmasına rağmen yine bir şey bulunamadı!
Tıpkı, “İnternet kablomuzu kestiler” dediği ama hiç kimsenin kesilen kabloyu görmediği gibi . .
Bu gün kimin yerinde olmak istemezsiniz denilse kesinlikle Ebru Küçükaydın’ın yerinde olmak istemezdim.













Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.