BEN BÖYLE PAZAR GÖRMEDİM

BEN BÖYLE PAZAR GÖRMEDİM

Hava 40 derece, hissedilen sıcaklık 50, benim hissettiğim 60 derece…Yıllardır haftalık meyve, sebze alışverişimi pazardan yaparım. Aslında bütün marketler meyve ve sebzeyi klima ortamında ayağımıza kadar getiriyor. Ama bazı konularda muhafazakar bir kişiliğim var galiba. Domatesimi, biberimi, yeşilliğimi illa da pazardan alacağım. Neyse eşimle gittik pazara. Bir tur atalım, ne var ne yok diye bakalım dedik. Pazarcıların gergin ve memnuniyetsiz hali içimi bir miktar karartsa da alışveriş kararlılığımdan vazgeçmedim.

TEZGAHLAR BOŞALMIŞ

Allah Allah tezgahlar neredeyse boş, dolu olanlar buruşmuş, rakamlara bakıyorum aman Allahım Antalya sıcağından daha sıcak. 50 TL’den aşağı meyve yok. Evet yazın ortasında meyveye el uzatmak yürek istiyor. 25 TL’den aşağı domates yok, yeşillik diye tabir ettiğimiz incele incele bir hal olan, boynunu fena halde bükmüş maydanozun fiyatı 10 TL, roka, kuzukulağı, dereotu 10 TL. Biberin kilogram fiyatı 35 TL, karpuzun kilogram fiyatı 10 TL.

PAZARLA İMTİHANIM

Fiyatlar bu noktadayken ürünlerin kalitesine göz gezdirdim, ertesi güne varmayacak kadar pörsümüş durumda. Neyse tezgahlara yan yan baka baka, ürünleri beğenmeye beğenmeye bir tur attıktan sonra ne alacağımızın kararsızlığı içerisinde zoraki birkaç parça meyve sebze alıp, yeşillik alamadan çıktık pazardan. YILLARDIR PAZARA GİDERİM, BEN BÖYLE PAZAR GÖRMEDİM.

UCUZLUK DÖNEMİ BİTTİ, UYGUNLUK DÖNEMİ BAŞLADI

Üretici ve komisyoncuyla konuştum özellikle üretim konusunda geçiş döneminde olan Antalya’nın yayla üretiminin başlamasıyla hem ürünün bollaşacağı hem de fiyatın bir miktar düşeceği bilgisini verdiler. Ancak söyledikleri son söz şu oldu, artık ucuza meyve sebze dönemi bitti, sadece uygun fiyatla tüketim mümkün olabilir.

BAŞKANDAN TARIM VURGUSU

24 Temmuz’da 115 yıl önce basından sansürün kaldırılmasını kutlamak üzere Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen’in daveti üzerine topladık. Tabi adı kutlama olsa da gazetecilerin sorunlarının dile getirildiği bir toplantı oldu. Semih Esen, sorular üzerine genel merkeze, siyasi duruşunun mesajlarını verdikten sonra kente ve tarıma yönelik önemli açıklamalarda bulundu.

TARIM KÖYE DÖNENLERİN TUTUNACAĞI DAL

Gençler ve genç olmayanların kırsaldan kente göç ettiğine vurgu yaparken, “Birçoğu da aradığını bulamadı ve geri dönmek istiyorlar” dedi. Esen, köye tekrar dönenler için ekonomik döngü yaratılması gerektiğini düşünüyor. Çok da haklı, ekmek olmayınca köy de olsa ne yesin insanoğlu… Esen, köye dönüşün reçetesi olarak tarım ve hayvancılığı gösteriyor. Konyaaltı Belediyesi olarak tarıma verdikleri destekleri bir bir anlatıyor. Bitmek üzere olan Çandır fasulyesinin üretimini artırdıklarını ve üreteni desteklediklerini, hayvancılıkla uğraşan vatandaşların tüm aşı paralarını ödediklerini, ilaçlamaları ücretsiz yaptıklarını ve bir çok çalışma daha…

RANTÇILARA İNCE MESAJLAR

Başkan Esen yine bir soru üzerine tarım alanlarının korunması gerektiğini, üzerine basa basa söylüyor. Çakırların imara açılmasını çok ama çok sakıncalı bulan Esen, görevde olduğu sürece yapılaşmaya izin vermeyeceği sözünü veriyor. Yaşanan depremlerin ardından tarım alanlarının imara açılmasına mahkemelerin de sıcak bakmadığını belirten Esen, “Tarım arazisi olan yerlerin bundan sonra Türkiye'de kolay kolay yerleşime açılabileceğini zannetmiyorum” diyor. Esen, başkanlığı döneminde sağı solu imara açarak Konyaaltı’nda nüfusu artıran bir belediye başkanı olmayacağının mesajını ise altını çizerek veriyor. BÖLGEDEKİ RANTÇILARA DUYURULUR.

**

YAMAN ÇELİŞKİ

Deniz Temiz Derneği’nin Antalya Şube Başkanı İzzet Ünlü’nün sosyal medya paylaşımı dikkatimi çekti. Kemer’deki orman yangınına müdahaleye ve Muğla’daki ağaç kesimine atıfta bulunarak “Yangın söndürme helikopteri denizden su alıp yangın söndürmeye giderken…Ağaç kesmeye devam ediyorlar! Bir nevi harakiri..” paylaşımı okuyunca uzun bir süre düşündüm.

Ne büyük tezat değil mi? Bir yandan tek bir ağaç yanmasın diye gece gündüz demeden çalışan kahramanlar, diğer yandan hunharca ağaç kesen eller…